Siberya'dan Şili'nin Atakama çölüne, Çok Büyük Teleskop denilen şeyi görmeye. | TED | ومن سيبيريا الى صحراء أتاكاما في شيلي، لنرى ما يسمى بالتلسكوب الكبير جدا. |
Bu, nesnelere teşvik edici özellik denilen şeyi veriyordu. | TED | إنه يعطي الأشياء ما يسمى النقطة المحفزة. |
Yaratılan istekler denilen şeyi geliştirmelisiniz | Open Subtitles | يجب عليك تطوير ما يسمى ابتكار لحاجات مطلوبة |
Keratomileusis gözde kırma denilen şeyi, yani gözün gelen ışığa odaklanma sorununu düzeltir. | TED | تعمل عملية تصحيح تحدّب القرنية على تصحيح ما يسمى بالأخطاء الانكسارية: اعتلال في الطريقة التي تركّز العين بها الضوء المنبَعث. |
İnsanlar üzerine gereksizlik felsefesi denilen şeyi yerleştirmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تشكل بالناس ما يسمى فلسفة العبث. |
Buna karşılık, duyguyu anlamak isteyenler sonunda güdülenmiş davranış denilen şeyi incelemeye başlar, yani "peyniri gerçekten istediğinde fare ne yapar" kanunu. | TED | لذا كبديل عن ذلك، فالناس الذين يرغبون في فهم العاطفة، ينتهون عادة إلى دراسة ما يسمى بالسلوك الاندفاعي، وهو الصيغة "لما سيفعله الفأر عندما يريد الجبن بشدة." |