Koruyucu şapka olarak takacağı bir denizanası bulduğu için memnun. | Open Subtitles | هو سعيد لإيجاد قنديل بحر الذى يقرر إرتدائه كقبعة وقائية |
Okyanusta o kadar uzun süre kaldım ki, babafingoda denizanası ısırıkları var. | Open Subtitles | كنتُ في المحيط لمدّة طويلة، ولدغني قنديل بحر في عضوي |
Bu adam için yüzüme denizanası bile yerim. | Open Subtitles | كنت لأضع قنديل بحر في وجهي من اجل هذا الرجل |
Zehirli denizanası toplar ve onlara şarkı söylerdim. | TED | اعتدت التقاط القناديل اللاسعة ذات السم القاتل والغناء لهم. |
Giriş yaparak denizanası sahnesini oynattım. | TED | استعرضت مقدمتي، وعرضت مقطع قنديل البحر. |
Belirli aralıklarla farklılaşmamış protoplazma hâlinin kütlesine dönebilen bu denizanası değilsen gerçek olmaz. | Open Subtitles | فقط إن كنت قنديل بحر و الذي دوريا يعود إلى حالة بلازما غير متمايزة |
Ama içlerinden biri benim en iyi arkadaşım o yüzden eğer Bobby Cobb dev bir katil denizanası gördüm diyorsa, görmüştür. | Open Subtitles | لكن واحد فقط هو صديقي المُقرب لذا إن قال بوبي كوب أنه رأى قنديل بحر عملاق قاتل إذا فقد رآه |
Ezilmiş hissettim kendimi, denizanası sıkar gibi... | Open Subtitles | شعرت بنفسي اعتصر، مثل قنديل بحر. |
Onlar Vietnam denizanası. | Open Subtitles | إنهم ليسو قنديل بحر إنهم فياكون ماداوير |
Torunlarımı St. Barts'a şnorkelle yüzmeye götürmüştüm. denizanası daladı. | Open Subtitles | أخذت أحفادي للغوص ولسعني قنديل بحر |
Ve denizanası ile gökkuşağı denizkızı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنه قنديل بحر وحورية ملونة. |
Dev bir katil denizanası var orada. | Open Subtitles | هناك قنديل بحر عملاق قاتل هناك |
Orada dev bir katil denizanası var, direkt gözlerimin içine baktı ve o zaman yaptığı bütün katliamları gördüm! | Open Subtitles | هناك قنديل بحر عملاق قاتل هناك , نظر إلي في عيني ! ولم أرى إلا قاتل |
denizanası ormanıyla savaşıyor. | Open Subtitles | لقدد دخل فى عراك فى غابه القناديل |
Okyanusta sürüklenerek geçen bir hayat yalnızlık manasına gelebilir ama bu denizanası için değil. | Open Subtitles | الحياة المنقضية بالإنجراف في المحيط المفتوحقدتكونانعزالية... ... لكن ليس لتلك القناديل. |
- Hayır, denizanası, denizanası, denizanası, hayır! | Open Subtitles | - لا، القناديل في البحر. ، القناديل، لا! |
Biz de gelişmiş bir kamera yaptık, bir nevi elektronik denizanası yapmak istedik. | TED | تجعل الكاميرا المكثفة، تريد ان تصنع قنديل البحر الالكتروني هذا. |
Ve kalan tek balık çitliği ve ticari balık çiftliği, daha önce karideslerin olduğu yerde bir denizanası çifliği. | TED | ويبقى الصيد الوحيد وصيد السمك التجاري هو صيد قنديل البحر نرى في اليمين , حيث كان يوجد الروبيان |
Hatta Newfoundland'da bile bir zamanlar morina yakaladığımız yerde bile bir denizanası çiftliği var. | TED | وحتى في نيو فاوندلاند حيث اعتدنا على صيد سمك القد نحن الان نصيد قنديل البحر |
Pis kırmızı mercanlardan var. denizanası gibi yakıyor. | Open Subtitles | وهناك بعض من الشعاب المرجانية اللعينة تلسع كقنديل بحر |
- denizanası. | Open Subtitles | - قنديلُ بحر - |
Derin sular dışında yaşamayan bir sürü denizanası çeşidi vardır. | Open Subtitles | هناك أشكال متنوعة جدا من قناديل البحر التي لا تعيش في أي مكان آخر .إلا هنا في بحر الأعماق |