Ama sonra farkettim ki, eğer bu dünya hayatta kalacaksa insanlar da denklemin bir parçası olmak zorunda. | Open Subtitles | ثم ادركت ان هذا العالم سيبقى البشر يجب ان يكونوا جزء من المعادلة |
Onlar da denklemin bir parçası. Belki Koca Manny'de seninle gelmelidir. Ne dersin? | Open Subtitles | انهن عادة جزء من المعادلة ربما يجب انا اذهب، انت تعرف؟ |
Bütün bunların hepsi denklemin bir parçası. | TED | كل هذه الأشياء هي جزء من المعادلة. |
denklemin bir parçası olmadıklarını düşündüğümüz için onları dikkate almadık. | Open Subtitles | لقد تجاهلناهم لأننا افترضنا انهما لم يكونا جزءا من المعادلة |
Sen denklemin bir parçası değildin... | Open Subtitles | أنت لم تكن جزءًا من المعادلة. |
Karın asla ama asla bu denklemin bir parçası değildi. | Open Subtitles | زوجتك لم تكن أبداً جزء من المعادلة هذه. |
Bu denklemin bir parçası olmanın Maggie için sorun teşkil etmediğine emin misin? | Open Subtitles | و هل أنتي متأكدة أن (ماجي) ليس لديها مشكلة مع كونك جزء من المعادلة |
Bazen kan dökmek de bu denklemin bir parçası olur. | Open Subtitles | من حين لآخر , أراقة الدماء هو جزءا من المعادلة |
(Gülüşme) Ama arkadaşlarım gibi ve ülkenin her tarafında tanımadığım insanlar gibi kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum ve insanların görüşlerine karşı savaşmamız gerektiğini. Eğer engelliyseniz iyileşmeniz gerekiyordu ve bu eşitlik denklemin bir parçası değildi. | TED | (ضحك) ولكنني كنت أتعلم كما كان أصدقائي، وأشخاص كُثر لا أعرفهم في كل أنحاء البلاد، بأن علينا أن نكون محامي أنفسنا، بأننا بحاجة إلى محاربة وجهة نظر الناس بأنه لو كانت لديك احتياجات خاصة عليك أن تتماثل للشفاء تماماً، وأن المساواة ليست جزءًا من المعادلة. |