Hastalığın gerçek hayatta ne denli felaket bir şey olacağını bilmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أعرف مدى سوء المرض ليس فقط في المعمل |
Bu gözküreniz içinde yer alan bir beyin parçası olan retinanın nöronlarının aktivitesiyle zihinsel deneyimizin ne denli yakından ilişkili olduğunu gösteriyor ya da bu konuyla ilgili olarak, | TED | لذلك هذا هو مدى قرب تجربتك العقلية ونشاط الخلايا العصبية في شبكية العين، وهي جزء من الدماغ يقع في مقلة العين، أو، في هذه الحالة، ورقة من القشرة البصرية |
Affedersiniz, Komiser, size ne denli kötü hissettiğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | عفواً حضرة المفوضل أريد أن أخبرك مدى استيائي |
Ve insanlar o denli acı çekerken ne yaptığını düşünmezler. | Open Subtitles | والناس أيضاً لايكونون بأفضل أحوالهم حينما يمرون بمثل هذه المحنة. |
Bir insanın bu denli büyük bir cesaretle savaştığını daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم ارى من قبل رجلا يحارب بمثل هذه الشجاعة |
Bu denli çok çakrayı mükemmel bir şekilde kontrol edebiliyor... | Open Subtitles | إنه قادرٌ على التحكم بهذا القدر من التشاكرا بنحوٍ مثالي. |
Ama düşünün, 5.000 dolarlık teklifin palavra olduğunu öğrensem... ne denli sikilirim. | Open Subtitles | ولكن تخيل مدى ارتباكى عندما سمعت بأن عرض ال 5000 دولار كان مجرد هراء |
JR için çalışırken şirket ve federal hükümet arasındaki ilişkinin ne denli yozlaşmış olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما عملت ل جر علمت مدى الفساد العلاقه بين الشركه والحكومه الفيدراليه اصبحت |
Bizim otoriter sistemimiz içinde yaşamamış olan hiç kimse, emir komuta zincirinin ne denli zor bir şey olduğunu tahmin edemez. | Open Subtitles | كان كل من لم يعش ما عاصرناه من حكم شمولى يصاب بالذهول عندما يعرف مدى صعوبة نقل الأوامر |
Mademki bir denizcisin disiplinin ne denli önemli olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | عندما كنت بحار كنت تعلم مدى أهمية الإنضباط. |
Böyle bir topluluğun parçası olmaya başladıkça sizinkine ne denli zarar verdiğimi çok daha net bir şekilde gördüm. | Open Subtitles | .. لم أشعر أبداً بأنني جزء من جالية، والذي جعلني أدرك مدى الأذى الذي .. أحضرته لجاليتكم |
Bir fikri yaşama geçirmenin ne denli zor olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الأشياء تماما مثل، الجنون انها تذكّرك إلى أيّ مدى هو مستعد أن يتمسك بالخطة. |
Baban bana görevinin ne denli gizli olduğunu anlattı onun için seni açığa çıkaracak bir şey yapmak istemedim. | Open Subtitles | اخبرني والدك عن مدى سرية مهمتك لذا لم أكن اريد ان افعل اي شئ يفضح غطاؤك |
Avukatların ne denli aptalca dertlerinin olduğu konusuna geldik yine. | Open Subtitles | و هكذا نصبح وجها لوجه مع مدى غباء المحامين اللذين نقلق حيالهم |
En kötü anımdı yaşadığım. Bu denli çabuk neşeleneceğimi bilemezdim. | Open Subtitles | تلك كانت أسوأ لحظات، لم أكن أعلم أنني سأكون مسرورة بمثل تلك السرعة |
En kötü anımdı yaşadığım. Bu denli çabuk neşeleneceğimi bilemezdim. | Open Subtitles | تلك كانت أسوأ لحظات، لم أكن أعلم أنني سأكون مسرورة بمثل تلك السرعة |
Hiçbir şey. Pardon, ellerden bu denli sokabildiklerini bilmiyordum. | Open Subtitles | عفوا ً, لم أكن أعرف أنَّها تستطيع اللسع خلال اليدين بمثل ذلك. |
Dünya Savaşı'nın herhangi bir cephesinde bu denli kesif bir koku duyulmuş mudur? | Open Subtitles | ولا أعلم مسرح أخر للحرب العالمية الثانية شهد هذا القدر من الموت بهذا التركيز |
Bu denli duygusal olabileceğimi düşünemedim. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أتخيل بأن أكون عاطفية بهذا القدر |
Şu an boyunuzu ne denli aşan bir işe bulaştığınızın farkında bile değilsiniz. | Open Subtitles | ليسلديكفكرةماأقحمتنفسكفيه... كيف تعمقتما فى هذا. |
Hele biri o denli rezil bir şekilde giyinmişti ki Luke üzerinde kalıcı bir etki bırakabileceğinden korkuyorum. | Open Subtitles | واحدة منهما كانت ملابسها فاضحة جداً أنا قلقة على التأثير طويل المدى -الذي ربما تركته على (لوك ) |