"depodaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • المستودع
        
    • المخزن
        
    • في وحدة التخزين
        
    • بالوقودِ
        
    Sana o meteor yağmurunda ne oldu bilmiyorum baba ama sanırım sen o Depodaki şeye hayal edebileceğimden daha çok bağlısın. Open Subtitles لا أعرف ما حدث لك في سيل النيازك ذلك، أبي لكني أعتقد أنك مرتبط بما كان في المستودع أكثر مما تصورت
    Ama bunun Depodaki diğer fonksiyonları etkileyecek kadar yayılımcı olduğuna dikkat etmemiştik. TED لكننا لم ندرك فقط كيفية انتشار طريقة التفكر هذه امتدادها لوظائف أخرى في المستودع.
    Depodaki kız, onun adı Annoucheka Ravinska. Open Subtitles حسنا الفتاة التي كانت في المستودع كان اسمها انوشكا رافينسكا
    Depodaki serseriyi teşhis ettik. Open Subtitles لقد تعرفنا على هذا الحقير الذى رأيته فى المخزن
    Tamam... beni yakaladın. Depodaki çocuklara biraz pruno götürüyorum. Open Subtitles حسناً، كشفت أمري كنت أنقل شراب الخوخ إلى الرجال في المخزن
    Depodaki adamlar... onların kim olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles إولائك الرجال في المستودع لم أكن أعرف من هم
    Depodaki o ucube. Onun kim olduğunu biliyor musun? Open Subtitles الغريب الذي قابلناه في المستودع هل تعلمين من هو ؟
    Ama Depodaki her obje bir kişinin bir parçası. Open Subtitles ولكن في كل قطعة أثرية في هذا المستودع فيها امتداد للشخص.
    Depodaki hatlar için telefon şirketlerine baktım. Open Subtitles راجعت مع شركات الهاتف. اسلاك الهواتف من وإلى المستودع. ووجدت خطاً مخصصاً لشئ ما، كخطِ فاكس.
    Depodaki enerjinin birikip şeyle birleşmesi -- elimizde şu var mı bir baksana McPherson'ın bilinç kalıntılarıyla birleşmesi Escher Kasasının oralardaki bir objeyi devreye sokup görüntüyü oluşturmuş olabilir. Open Subtitles شيء آخر تراكم الطاقة بداخل المستودع.. مندمجه مع.. لنرى إن كان لدينا هذا..
    Depodaki suç mahallinde çekilen fotoğraflardakiyle eşleşiyor. Open Subtitles إنّه يطابق صوراً التقطَت في مسرح جريمة المستودع
    Depodaki her şeyi yerleştiriyorum. Open Subtitles إذن ، إنني أعد كل شيء . في مكانه داخل المستودع
    Evet, onlar Murphy'i kurtardılar fakat diğer üçü Depodaki patlamada öldü. Open Subtitles أجل لقد أنقذوه لكن هؤلاء الثلاثة قتلوا في المستودع
    Depodaki duvara bir resim çizeceğim. Open Subtitles جدار المستودع اليوم متاكد انك لاتريد ان تضع معطف اخر
    Brian'ın şu Depodaki olay yüzünden kovulduğunu söylemiştin. Open Subtitles أخبرتيني بأن برايات تعرض للطرد بسبب موضوع المستودع
    Depodaki geçidin hemen kurulmasını istiyorum. Open Subtitles أريد البوابة الإحتياطية لتكون خارج المخزن فورا
    Ayrıca Depodaki cesedin yakınında ve çöp konteynırının üzerinde turuncu boya buldum. Open Subtitles لكنني أيضاً وجدت كريات طلاء برتقالية بقرب الجثة في المخزن وفي مكب النفايات
    Flack, Depodaki kutuları aramak için izin çıkarmaya çalış. Open Subtitles حاول أن تحصل لنا على مذكرة لتفتيش تلك الصناديق في المخزن
    Depodaki dolabın kira kontratındaki kısmi parmak izi. Open Subtitles هذه هي البصمة الجزئية المجهولة من وثيقة تأجير المخزن.
    Depodaki sentetik kimyasalların detaylı bir listesini istiyorum. Open Subtitles أريد قائمة مفصلة عن المواد الكيائية التي كنت تستعملها في المخزن
    Depodaki mesajlar şifrelenmişe benziyor. Open Subtitles يبدو أنّ الرسائل في وحدة التخزين قد تمّ تشفيرها بشفرة المُفتاح التنفيذي.
    Depodaki yakıtla uçuşa devam etmemeye karar verdim. Open Subtitles قرّرتُ بأنّني لَنْ أَستمرَّ الطيران بالوقودِ أصبحتُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more