Yerel Ulusal Güvenlik bürosu için veri depolama hizmeti veriyoruz. | Open Subtitles | نحن منشأة تخزين البيانات خارج الموقع لصالح مكتب الامن القومي. |
O aletin içinde, senin çipinden daha fazla depolama alanı var. | Open Subtitles | هناك وحدة تخزين على هذا الجهاز أكبر مما لديك في الشريحة |
Ama o benim depolama ünitesi ile bir yönlendirme adresi bırakmadı. | Open Subtitles | ولكن قالت انها لم يترك عنوان الشحن مع وحدة تخزين بلدي. |
Eh, buada, depolama dolabı içinde, küçük, önemsiz görünümlü bir örnek var. | Open Subtitles | حسناً، هناك شئُُ واحد صغير ضئيل الحجم في قبو التخزين بالأسفل هنا |
Vlad, bak depolama odasındaki metal dolabın arkasında ne buldum. | Open Subtitles | فلاد، انظر ماذا وجدت خلف الخزانة المعدنية في غرفة التخزين |
Bu nedenle dijital depolama anlayışımız ile DNA anlayışımız beraber gelişti. | TED | لذا في الحقيقة نجد أن فهمنا للتخزين الرقمي وللحمض النووي قد تطورا بشكل مشترك. |
Ve yeni bir bakış açısı benimsemek için, elektrik depolama alanının ötesinde bir ilham aradım. | TED | و لكي أتبنى منظور جديد، بحثت عن الإلهام بعيداً عن مجال تخزين الطاقة الكهربائية. |
Los Angeles'ın dışındaki bu doğal gaz depolama tesisine göz atalım. | TED | دعونا نلقي نظرة على منشأة تخزين الغاز الطبيعي هذه خارج ولاية لوس أنجلوس. |
Çok yakında açılacak. Hem veri depolama hem de bir süper-bilgisayar merkezi olacak. | TED | من المقرر أن تفتح قريبا جدا، سيكون كل من ، مركز الحوسبة الفائقة ومركز تخزين البيانات. |
DNA çok güçlü bir depolama aygıtıdır. | TED | الحمض النووي هو جهاز تخزين معلومات قوي حقا. |
Artık dizemezsek veri depolama için endişelenmemizden daha büyük bir problemimiz var. | TED | إذا لم يعد بإمكاننا التسلسل، فعلينا أن نقلق حيال مشاكل أكبر من تخزين البيانات. |
Aslında yaşayan her şey DNA depolama aygıtıdır. | TED | في واقع الأمر، كل كائن حي يُمثل جهاز تخزين للحمض النووي. |
Kentlerde, kişisel depolama adı altında 22 milyar dolarlık, 2.2 milyar fit karelik yeni bir endüstri dalı var artık. | TED | فهناك صناعة جديدة في المدينة كلفتنا 22 بليون دولار وتمتد على 2.2 بليون قدم مربع : صناعة التخزين الشخصي |
Optik depolama ortamları ucuz ve taşınabilirken, manyetik belleklere göre daha yavaş ve daha düşük kapasiteye sahiptirler. | TED | بينما التخزين البصري رخيص وقابل للنقل وفيه معدل كمون من التخزين المغناطيسي بالإضافة إلى أنها أقل سعة |
Vücut yağlarının en temel işlevi, gıda rezervlerinin depolama alanı olmasıdır. | TED | إن الوظيفة الأساسية لدهون الجسم هي التخزين الذاتي للإحتياطات الغذائية. |
Bazıları başka bir amaçla kullanılabilir olmasına rağmen bu cihazlar artık bizim depolama ihtiyaçlarımızı karşılamamaktadır. | TED | فهذه الأجهزة لم تعد قادرة على تلبية احتياجات التخزين لدينا، مع أنه يمكن استخدام بعض منها لأغراض أخرى. |
hatta nesnelerin çevresinde yaşarlar. bu nedenle nesneler ile aralarındaki mekansal ilişki nedeniyle, depolama konusuna bakış açıları tamamen farklıdır. | TED | هم يعيشون حول الأشياء ، وحتى أن علاقة الوعي المكاني لديهم، بتفكيرهم حول التخزين مختلفة تماماً. |
Aaron depolama beyannamesi hakkındaki her şeyi ve Abram Terger adlı... iki odanın nasıl olduğunu açıklamak zorunda kaldı. | Open Subtitles | وسيكون على آرون أن يفسر كل ما يتعلق بفاتورة التخزين وكيف أظهرت غرفتان تحت اسم أبرام تيرجر |
Belki. Dışarıda, hasarlı modülün yanında birkaç depolama tankı var. | Open Subtitles | هنالك صهاريج للتخزين بجانب الوحدات الغارقة |
Bu, MIT'de öğrencilerim ve doktora sonrası öğrencilerinden oluşan ekibimle birlikte icat ettiğim yeni bir enerji depolama yöntemi. | TED | و هو شكل جديد لتخزين الطاقة قمت بابتكاره في معهد ماساتشوستس للتقنية جنباً إلى جنب مع فريق من تلامذتي و علماء و باحثين. |
Nükleer atık depolama tesisini mi yoksa parkı mı tercih edersiniz? | Open Subtitles | الا تريد ان يكون عندك منتزة بدلاً من وسيلة خزن للنفاية النووية؟" هذا يبدو تافة |
Batı yakasında tüm depolama şirketlerini aradık ve sarı kamyon kullanan bir tek burasını bulduk. | Open Subtitles | بحثنا عن كلّ أماكن المخازن في الجانب الغربي، واكتشفنا هذا المخزن يستخدم شاحنات صفراء. |
- depolama ünitesi infilak etti. | Open Subtitles | ماذا حَدثَ؟ وسيلة خزنِ نَفختْ. سَدَّ شبكةَ الحمايةَ. |
Silah tasarımı, bilgi depolama, şifreleme. | Open Subtitles | لتصميم الاسلحه,وتخزين البيانات المشفره. |
Ayrıca yüzde 55'ten daha fazla olan depolama kaynağı ile en büyük karbon deposu olan mavi karbonun da eksikliğini görüyoruz. | TED | مالذي نفتقده هنا هو الكربون الازرق, والذي هو بالمناسبة اكبر مخزن للكربون اكثر من 55 بالمائة |
Onun çevrimdışı depolama sitesine ait bir şifre. | Open Subtitles | رقم سري للولوج الي موقعه الخاص بتخزين الملفات |