"deposundan" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستودع
        
    • مخزن
        
    • المستودع
        
    • مستودعه
        
    • محفوظات
        
    • مخزنه
        
    Amerikan yakıt deposundan üç kilometre uzakta. Open Subtitles أبلغ أنه على بعد 3 كم من مستودع الوقود الأمريكي
    Kıdemli Başçavuş Grimm'i öldüren silah kesinlikle Quantico'daki silah deposundan gelmiş. Open Subtitles السلاح الذي قتل به الرقيب جريم قادم بالتأكيد من مستودع الأسلحة بكوانتيكو
    Ekinoks Elektronik deposundan alınan kayıp dosya. Open Subtitles المف المفقود من مستودع شركة الإلكترونيات.
    Bu ATF'nin Buros'un deposundan aldıklarının kaydı. Open Subtitles حسناً, هذا مخزون مكتب مكافحة الاسلحة والمتفجرات المستولى عليه من مخزن بيوروس منذ شهر مضى.
    Bu ATF'nin Buros'un deposundan aldıklarının kaydı. Open Subtitles حسناً, هذا مخزون مكتب مكافحة الاسلحة والمتفجرات المستولى عليه من مخزن بيوروس منذ شهر مضى.
    Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. Open Subtitles لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع
    Bu gezegenin adresi Eskiler'in deposundan geldi. Open Subtitles عنوان هذا الكوكب أتى من مستودع للقدماء
    Ama biliyor musun, biraz önce kargo şirketini aradım ve onun kanıt deposundan gönderildiği gibi bir şey söylediler. Open Subtitles أتصلتُ بشركة التوصيل للتو و قالوا إنها أرسلت من "مستودع الأدلة".
    Connor'ı saat 2'de Lodi'da bir içki deposundan alacaklarını söyledi. Open Subtitles " قال أنهم يجمعون لـ " كونر في مستودع مشروبات في " لوداي " الساعة الثانية
    Yarım zamanlı işçilerden biri şirket deposundan kimyasalları çalmış. Open Subtitles أحد الموظفين قام بسرقة مواد كيميائية من مستودع المصنع -هل لديك إسم؟
    Kamyon deposundan acil yardım çağrısı aldık. Open Subtitles وصلنا مكالمة طوارئ من مستودع الشاحنات.
    İkinci olarak, Cornerstore deposundan kurtulurdum çünkü o bina can sıkıyor. Open Subtitles ثانياً، كنت لأتخلص من مستودع "كورنرسترو" لأن هذا المبني مزعج
    Bağımsız bir sentetik deposundan satın alınmış. Open Subtitles تم شراؤها من مستودع مستقل لبيع الآلات
    Silah deposundan nasıl tabanca çaldığını onu insanlara nasıl doğrulttuğunu ve söylediklerini konuşacağız. Open Subtitles سنتحدث عن حيازته مسدس سرقه من مخزن السلاح وعن تصويبه على الناس، وسنتحدث عما قاله
    Fixer, East Rutherford'daki bir fotokopi deposundan çalışıyor. Open Subtitles المثبت يعمل من مخزن نسخة في شرق رثرفورد.
    Silah deposundan çaldığın ilaçları, hepsini. Open Subtitles الدواء الذي سرقته من مخزن الأسلحة كله
    Komutanların yiyecek deposundan biraz et ödünç aldım. Open Subtitles لقد أحضرتُ لحمًا من مخزن الضبّاط
    İlaç deposundan biraz morfin aldım. Open Subtitles أخذتُ بعض المورفين من مخزن الأدوية
    Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. Open Subtitles لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع
    Kamyon 20 dakika sonra FEMA deposundan çıkış yapacak. Open Subtitles من المقرر أن تغادر الشاحنة المستودع الفيدرالي خلال 20 دقيقة.
    Elimizde üç mermi kovanı var, kitap deposundan üç el ateş edildi. Open Subtitles لدينا ثلاث رصاصات و ثلاث طلقات التي جاءت من دار محفوظات كتاب
    Tamam, Sanırım onu Omar'ın deposundan çalmalıyız. Open Subtitles وهذا الشخص هو انت حسنا اعتقد اني سالحق بعمر الى مخزنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more