Güneş'te, Dünya'daki doğal felaketlere benzer tek olay Depremler değildir. | Open Subtitles | الزلازل ليست هي الكوارث الطبيعية الوحيدة التي تحدث على الشمس |
Örneğin, Depremler insanları öldürmüyor; ama binaların çökmesi öldürüyor. | TED | على سبيل المثال، أن الزلازل لا تقتل الناس، ولكن انهيار المباني هو الذي قام بذلك |
Bir de Depremler var, yaklaşık her beş senede bir bu alanın tamamını silen yanardağ patlamaları var. | TED | ومن ثم هناك الزلازل ، والثورات البركانية ، ثم بناء على أمر من واحدة كل خمس سنوات وهي تقضي تماماً على المنطقة خارجاً. |
Binlerce yıl önce, muazzam Depremler dünyayı yerle bir etti. | Open Subtitles | منذ آلاف السنين زلازل ضخمة قلبت العالم رأساً على عقب |
Gizemli yollarla gelirim, Depremler, beklenmedik tutulmalar. | Open Subtitles | ازورهم باحداث غامضة زلازل كسوف شمسى غير متوقع |
Büyük bir para yiyicisi Amiralim. Parçacık saçma teknolojisi, Depremler için. | Open Subtitles | إنه بقرة رئيسية لأوراق المالية، تكنولوجيا إشعاع ذرى، إنه صفقة الزلزال |
Kulağa fazla gelmeyebilir ancak desibeller logaritmik ölçeklidir, tıpkı Depremler için Richter ölçeği gibi. | TED | قد لا يبدو هذا كبيرًا، لكن يتم تحديد الديسيبل بمقياس لوغاريتمي، أشبه بمقياس ريختر لقياس حدّة الزلازل. |
Bu savaşlar, kıtlıklar, su baskınları ve Depremler çok belirli gereksinimleri karşılarlar. | Open Subtitles | هذه الحروب, المجاعات, الفيضانات و الزلازل ترضي إحتياجات واضحة المعالم |
Ülkemizde ani Depremler yaratabilecek silahlar. | Open Subtitles | انه محرك الزلازل فى اعماق الارض القد ر كان عندنا سبب للإعتقاد |
Depremler için şunu derler. Bir kapı eşiğinde durarak hayatta kalabilirsin. | Open Subtitles | يقولون انه من الممكن أن تنجو من الزلازل لو وقفت تحت إطار البابا |
Sismologlar Southland sakinlerini olası büyük Depremler için uyardılar ve Pasifik kıyısındaki Utopia 3'den doğan gelgit bozuklukları saptadıklarını bildirdiler. | Open Subtitles | اخصائيون الزلازل يحذرون ..سكان الأراضى الجنوبية من زلازل اكثر قوة التى تنبعث من التخلل الموجى |
Depremler ve Tsunamiler hakkında sadece doğal afetlerin bir başlangıcı olduğu, ve Dünya'nın yerle bir olacağı yönünde büyüyen bir endişe var. | Open Subtitles | في مكان لم يسبق أن حدث فيه أي أمر مماثل هناك قلق متزايد من أن الزلازل و أمواج التسونامي |
Depremler insan hayatında korkunç bir yıkıcı rol üstlenmektedir. | Open Subtitles | الزلازل مدمرة للحياة الإنسانيّة بشكل مروع. |
Depremler, tabakaların hareketlerinin kaçınılmaz sonuçlarıdır. | Open Subtitles | الزلازل هي أمر حتميّ نتيجة حركة الصفائح. |
Depremler fay boyunca yarıldıkça ve sarsıldıkça yavaş yavaş şehre doğru hareket ediyor. | Open Subtitles | بينما تثور الزلازل وتهتز على طول الصدع، فإنها تقترب تدريجيّاً نحو المدينة. |
Seller, tornadoılar Depremler, katliamlar | Open Subtitles | ، فياضانات ، أعاصير ، زلازل ، مذابح |
Küçük Depremler Ama tam ortasındalar, | Open Subtitles | انها زلازل طفيفة لكنها في منتصف هيجانها |
"Depremler, Dünya için iyi bir şeydir." | Open Subtitles | الزلزال يقع بإرادة الله.. وهو جيد للأرض.. |
seller ve Depremler yaratıyordu ve bunun tanrının davranış tarzı olduğu söylendi inançların sindirici tarihine gelişi güzel bir göz attığımızda kurgulanmış efsaneler oldukları tarih süresince etkilenerek zirve noktasına geldikleri ortaya çıkar örneğin ,hristiyanlık inancının en önemli öğretisi | Open Subtitles | عندما لا يتصرّف الناس بشكلٍ مناسب. يخلق الفيضانات والزلازل ويقولون انه عمل من اعمال الله. |
Derin havzanın batı ucundaki doğal baraj muhtemelen Depremler sebebiyle yıkıldı ve tufan başladı. | Open Subtitles | السد الطبيعي في النهاية الغربية للحوض العميق إستسلمَ ربما بسب الهزات الأرضية. |
Orta Halka gezegeni Aleen yıkıcı Depremler sonucu harap olmuş durumda. | Open Subtitles | الحافة الوسطي لكوكب لكوكب اليين قد خربت عن طريق زلزال مدمر |
Dün bütün köpekler havlamaya başladı. Sonra bütün o küçük sarsıntılar. Mikro Depremler. | Open Subtitles | أمس، بدأت الكلاب بالعواء، ثمّ هذه الهزّات الأرضية الخفيفة. |