Görünüşe göre, Louis bir travestiyi öldürmüş ve onun derisiyle aptalca şeyler yapmıştı. | Open Subtitles | فقام لويس بقتله و قام بالاستفاده من جلده |
O, dokunduğunda şaşırtıcı biçimde hoş gelen derisiyle tam bir bela. | Open Subtitles | هو شرير جدا,مع جلده المدهش لطيف الملمس. |
Birini öldürüp, onun derisiyle etrafta dolaşmak. | Open Subtitles | قتل شخص والمشي مرتدي جلده |
Kızaklarının ayakları ren geyiği derisiyle sarılan balıktan yapılırmış. | TED | فركائز زلاقاتهم كانت مصنوعة في الأساس من السمك وملفوفة بجلد حيوان الرنة |
Kyak'ın ince vücudu, yolculuk başlamadan fok balığı derisiyle örtülü olmalıdır. | Open Subtitles | ينبغي تغطية الإطار الضعيف للـ "كاياك" بجلد الفقمة قبل الشروع بالرحلة. |
Dokunduğunuzda şaşırtıcı biçimde hoş gelen derisiyle tam bir bela. | Open Subtitles | -شرير جدا,مع جلده المدهش لطيف الملمس |
derisiyle Ma Petite'e mont yaptım. | Open Subtitles | و صنعت من جلده معطفاً للصغيرة |
O "bozulamaz" derisiyle. | Open Subtitles | مع جلده الغير قابل للجرح؟ |
Çerokiler hamile kadınlarının bellerini yılan derisiyle sararlardı. | Open Subtitles | كان الهنود الحمر يحزّمون بطون نساءهم الحوامل بجلد الثعابين |