İncil'de zamanımıza uygun çok ders var. | Open Subtitles | للكتاب المقدس الكثير من الدروس لأيامنا هذه |
Bu siteden indirilebilen dört saatlik bir ders var. | Open Subtitles | وكان هناك 4 ساعات من الدروس المشروحة المتعلقة بهذا الموقع |
Üniversitede katılmak istediğim bir ders var. | Open Subtitles | هناك صف أريد حضوره في الكُلّية |
Alınacak iyi bi ders var. | Open Subtitles | هناك درسا ما جيدا هنا |
Hepimiz dünyanın en akıllı adamı olmadığımı biliyoruz ama zor yoldan öğrendiğim iki ders var. | Open Subtitles | كلنا نعلم أنني لست أذكى رجل بالعالم لكن هناك درسان تعلمتهما عن طريق التجربة |
Ve muhtemelen bu küçük dispanserlerden öğrenebileceğimiz en az üç ders var. | TED | وربما يوجد هناك على الأقل ثلاثة دروس يمكننا تعلّمها من هذه المستوصفات الصغيرة. |
Bence bir rüyayı, rüyadan öte görmemekle ilgili bir ders var burada. | Open Subtitles | أعتقد أنّ ثمة درس هُنا في الاعتماد على تلك الأحلام كأيّ شيءٍ غير الأحلام. |
Hayır, halen olacaklar var. Öğrenilecek çok ders var. | Open Subtitles | كلا، هنالك المزيد في طريقه إليكِ العديد من الدروس لتتعلمي منها |
Burada öğrenilecek çok ders var, hanımlar. Lütfen dikkatinizi verin. | Open Subtitles | الكثير من الدروس نتعلمها هنا يا سيدات , ارجوكم الانتباه الكامل |
Burada öğrenilecek çok ders var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الدروس التي ينبغي تَعلُّمها. |
Espri yazma üzerine de bir ders var. | Open Subtitles | هناك صف عن طريقة كتابة النكت |
- Sanki burada bir ders var. | Open Subtitles | -Looks أن هناك درسا هناك. |
Ah, bu dövüşten almanız gereken iki ders var. | Open Subtitles | هناك درسان عليكم تعلمهم من هذه المعركة |
Tüm bunlara rağmen yine de bir gün Alzheimer'a yakalanırsanız, büyükannemden ve hastalıkla yaşayan düzinelerce kişiden öğrendiğim üç ders var. | TED | وإن، بالرغم من كل ذلك، تم تشخيصكم بمرض ألزهايمر في يومٍ ما، فإنني قد تعلمت ثلاثة دروس من جدتي وممن عرفتهم متعايشين مع المرض. |
Bunda da bir ders var, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً, ثمة درس في هذا أيضاً. |
- Hayır. - Ama bundan çıkarman gereken bir ders var. | Open Subtitles | -كلا ولكن ثمة درس هناك |