"devam etmesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن تستمر
        
    • أن يستمر
        
    • ان تستمر
        
    • استمرار
        
    • كاملة ليستمر
        
    • أن يمضي
        
    • أن يواصل
        
    Son iki yılda, Stumai ona yol parası, hijyenik ped, sabun için maddi yardımda bulundu ve devam etmesi için teşvik etti. TED في العامين الماضيين، ساعدتها ستوماي بمال لأجرة الحافلة، للفوط الصحية والصابون وشجعتها أن تستمر.
    Bu devam etmesi gereken bir bekarlığa veda partisi. Open Subtitles هذه كانت أفضل حفلة زواج على الاطلاق لذا يجب أن تستمر رجاءً، الارانب لنلقيها
    Susuz kalmış, ateşi var, öksürüyor ve partinin onsuz devam etmesi konusunda ısrarcı. Open Subtitles مصابة بالجفاف و الحمى و السعال, ومصرة على أن تستمر الحفلة بدونها
    450 volta kadar devam etmesi mi gerekiyor? Open Subtitles .. هل تخبرني أنه يجب أن يستمر في جميع الأحوال حتي 450 فولت؟
    - Birinin zor soruları sormaya devam etmesi gerekiyor. Open Subtitles لا يوجد أي طريقة محددة لهذا شخصاً ما .. أحدا ما يجب أن يستمر بتوجيه الأسئلة الصعبة
    Bence gelmeye devam etmesi çok önemli. Open Subtitles اظن بأنه من المهم ان تستمر بالمجئ
    Biliyorum ve tek dileğim de ilişkimizin aynen devam etmesi. Open Subtitles أعلم ذلك ولا أريد شيئاَ أكثر من استمرار علاقتنا
    İnsanlar şovun devam etmesi için bir ülke nüfusu kadar insanın çalıştığını unutuyorlar. Open Subtitles تنسي الناس أنه يحتاج الي كثافة سكانية تملئ مدينة كاملة ليستمر العرض
    Harry, devam etmesi gereken sensin. Open Subtitles إنه أنت من يجب أن يمضي قدماً.. أعرف ذلك
    Ve nedenini bulana kadar, dünyanın öyle düşünmeye devam etmesi gerekiyor. Open Subtitles وحتي أكتشف السبب هذا ما يجب أن يواصل العالم في إعتقاده
    Müzikli parti nerede gece yarısına kadar devam etmesi gerekiyordu. Open Subtitles الحفلة التى كنت تعزف فيها موسيقاك كان يجب أن تستمر طوال الليل
    Sadece o adalardan birine yüzmeye devam etmesi lazım. Open Subtitles عليها فقط أن تستمر بالسباحة إلى واحدة من هذه الجزر
    Bulanıklığın devam etmesi için sponsorluk ile arkadaşlık arasında çizgiler istemiyorsun. Open Subtitles و لا تريد للحدود بين الرعاية و الصداقة أن تستمر بإزالة الحدود
    Maden sirketlerinin operasyonlarina devam etmesi hepimizin çikarina. Open Subtitles يصب في مصلحتنا جميعاً أن تستمر شزكات التعدين في عملياتها
    Gösterinin devam etmesi gerektiğine inanıyordum. Open Subtitles حسناً, يجب على المسرحية أن تستمر
    Bununla beraber... dileğim hayatın normal bir şekilde devam etmesi. Open Subtitles على أية حال... أمنيتي أن تستمر الحياه كالمعتاد
    Bana karısının inandığı tek bir şey varsa o da gösterinin devam etmesi gerektiği olduğunu söyledi. Open Subtitles قال أنه لو كان هناك شيء واحد تؤمن به، فهو أن العرض يجب أن يستمر.
    İşimin devam etmesi gerektiğini düşünüyordu. Open Subtitles لقد اعتقد المعلم بأن عملي يجب أن يستمر
    Konuşmamda bunların neden ve nasıl önem taşıdığını vurgulayacak, bunların her birimiz için nasıl doğru nedenlerle önem taşımaya devam etmesi gerektiği ve bölgesel ve küresel liderlerin barışın tesisi ve sürdürülmesi konusundaki becerilerini geliştirmesine sağlayabileceğimiz katkılar üzerinde duracağım. TED وما سوف اركز عليه في هذا الحديث هو لماذا وكيف تؤثر هذه الامور ومالذي يمكننا جميعاً القيام به حيال ذلك لكي نضمن ان تستمر تلك الثلاث بالتأثير بالصورة الصحيحة نعم .. كيف يمكننا جميعاً ان نساهم في تطوير و تحسين المهارات للرؤساء والقادة المحليين حول العالم لكي يصنعوا السلام ولكي يجعلوه يستقر
    Bu bağışlar da, bunun değişmeden böyle kalmasına devam etmesi için gerekli. Open Subtitles وسوف تقطع هذه التبرعات شوطاً طويلاً نحو التأكد من استمرار الوضع على هذا النحو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more