Daha önce deveyle seyehat etmemiştim. Biraz garipti, korktum o yüzden. | Open Subtitles | أنا لم أسافر أبدا على جمل من قبل لا بد أن بي رائحة غريبة بعض الشيء الآن |
Görünüşe göre Petra'ya sadece atla ya da deveyle gidebilirsin. | Open Subtitles | على ما يبدو،أنت يمكن أن تدخلى إلى بيترا على حصان أو جمل |
Beyrut'taki Karmaşa'ya hazırlanırken sırtıma bağIı yavru deveyle, günde 16 kilometre koşardım. | Open Subtitles | عندما كنت أتمرن من أجل الملاكمة في بيروت, كنت أجري 10 أميال يوميا مع جمل صغير مربوط على ظهري. |
Eğer kadın doğum yapıyorsa, hastaneye deveyle gidiyordu. | TED | فان كان هناك امرأة في المخاض تسافر على الجمل للوصول للمشفى |
Hem de nasıl! Yayan, atla ve deveyle. | Open Subtitles | يمكنك تقول ذلك ضعف مشيا على الأقدام ، على ظهر الفرس وعلى الجمل |
Onu bir deveyle takas etmek için Irak'a giderken bana saldırdı. | Open Subtitles | حيث كنت ذاهب لأقايضها بجمل فهاجمتني |
deveyle gelmiş. Sonra da Çinliler gelmiş. | Open Subtitles | قدم على جمل ، ثم جاء الصينيين. |
Bir deveyle... sarhoş ve sürtük bir deveyle. | Open Subtitles | مع جمل... جملٌ مخمور |
deveyle fotğraf... inekle fotoğraf... | Open Subtitles | أوه جمل, صورة ... |
Şu güzel uzun deveyle gelenler de kim? | Open Subtitles | ومن القادم هناك على الجمل الممدود الرائع؟ |
Denge için deveyle ritim tutturmalısın. | Open Subtitles | تتحركين مع ايقاع الجمل من اجل التوازن |
Öncelikle askerliğimden beri bir deveyle sevişmedim. | Open Subtitles | لقد قسمت ظهر الجمل |
deveyle gitmenin, en uygunu olduguna eminim. | Open Subtitles | أنا واثق إن صاحب الجمل محق, |