| Eğer Birleşik Devletlere girmek istiyorsa, kurallarımızı kabul etmek zorundadır. | Open Subtitles | اذا ارادت أن تدخل للولايات المتحدة فبجب أن تقبل بقانوننا |
| Birleşik Devletlere geri getirildiğinde ise tam bir hafıza kaybı yok. | Open Subtitles | وقد تم احضارة للولايات المتحدة بوضعية فقدان تام للذاكرة |
| Birleşik Devletlere giden bir gemiden gelen bir telgraf. | Open Subtitles | إنها رسالة لا سلكية من باخرة في طريقها للولايات المتحدة |
| Santa Anna, Birleşik Devletlere karşı çok pahalı bir savaş veriyor. | Open Subtitles | سانتا آنا يشن حربآ مكلفة على الولايات المتحدة ويحتاج إلى النقود |
| Santa Anna, Birleşik Devletlere karşı çok pahalı bir savaş veriyor. | Open Subtitles | سانتا آنا يشن حربآ مكلفة على الولايات المتحدة ويحتاج إلى النقود |
| Yani Batılı hükümetler kendi vatandaşlarına karşı kullanabilmeleri için totaliter Devletlere bu araçları sağlıyorlar. | TED | بالتالي الحكومات الغربية تزود الحكومات الاستبدادية بأدوات تمكنها من عمل ذلك تجاه مواطنيها |
| Bu ya da başka bir Kanada takımı Birleşik Devletlere gitmiyor! | Open Subtitles | ان هناك فريق كندي او اخر سينتقل للولايات المتحده |
| Buraya, Birleşik Devletlere geliyorsun ve dokunduğun en ufak şey bile geldiğin yerde yapılmış. Aslında New York'ta doğdum. | Open Subtitles | بماذا تشعُرين بمجيئك هُنا، للولايات المُتحدة، و كل شئ تلمسينه مصنوع من مكان مجيئك؟ |
| Küba saldırısı, Birleşik Devletlere hayli hassas ve zorlu bir durum yarattı. | Open Subtitles | غزو كوبا، .. خلق ظروف صعبة ودقيقة جداً للولايات المتحدة |
| Karımı, Birleşik Devletlere götürmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد اصطحاب زوجتي لدى عودتي للولايات المتحدة |
| Lojistik meseleleri çözdüm. Birleşik Devletlere stok getiriyorlardı. | Open Subtitles | حللت المسائل اللوجستية وقتها بجلب إمدادات للولايات المُتحدة |
| Amerikalılar Devletlere ilk geldiklerinde, orada Kızılderililer yaşıyordular. | Open Subtitles | عندما قدم الامريكيون للولايات اولا كان الهنود يعيشون هنا |
| Eski bir dostum Birleşik Devletlere tekrardan girebilmek için vize almış, ismi Adnan Salif. | Open Subtitles | صديق قديم أعرفه حصل على تأشيرة للعودة للولايات المتحدة، اسمه عدنان صاليف |
| B.M ye üye olmayn ülkelerin Birleşik Devletlere karşı- verdiği soru önergesini tartıştı. | Open Subtitles | مناقشات حول قرار الولايات المتحدة المعدل على فرض العقوبات ضد الدول غير المتعاونة |
| Bununla Birleşik Devletlere yüzlerce yıl enerji verilebilirdi. | TED | هذا سيمد الولايات المتحدة بالطاقة لمئات السنين. |
| Bunlar Birleşik Devletlere yayılmış lojistik bileşenleridir. | TED | هذه عناصر لوجستية مفرّقة عبر الولايات المتحدة الأمريكية. |
| Genelde anlaşmaları aşabilmek için yabancı Devletlere. | Open Subtitles | لا، عادةً الحكومات الأجنبية في محاولة الحصول على المعاهدات |
| Tarih boyunca devletler ceza görmeden diğer Devletlere yalan söylemişlerdir. | Open Subtitles | على مدى التاريخ، الحكومات كذبت متسلحة بالحصانة، على حكومات أخرى وعلى مواطنيها أيضاً |