O görme özürlüler için devrim niteliğinde bir andı. | TED | كانت تلك لحظة ثورية بالنسبة لفاقدي البصر. |
Gerçekten, Ida. Teknikleri devrim niteliğinde. | Open Subtitles | يا آيدا كل ما في الأمر أنه يستخدم تقنيات ثورية |
Albay O'Neill'ın yazdığı denklemin gezegensi kütleler arasındaki uzaklığı ölçmede, devrim niteliğinde bir formül olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن المعادلة التى كتبها الكولونيل أونيل هى معادلة ثورية لحساب المسافات بين الكواكب |
Güvenlik ve çok yönlülük sunan devrim niteliğinde bir sentetik afyon. | Open Subtitles | بإنتاج ثوري من مخدر الخشخاش الصناعي والذي يوفر الأمن والتنوع. |
Neyin mümkün olabileceğine şöyle başlıyor:"Nadiren de olsa, devrim niteliğinde bir ürün ortaya çıkar ve her şeyi değiştirir.'' | TED | لذا فهو يذكرهم بما يمكن وجوده كل فترة، منتج ثوري سيغير كل شيء." |
Ayrıca devrim niteliğinde bir ameliyat uygulamasını da başlattık, ana rahmindeki bebeğin kalbine doğrudan müdahele edip tedavi edebiliyoruz. | Open Subtitles | نحن أيضا نقوم بجراحة ثورية جديدة لعلاج ضعف القلب في الرحم. |
Dünyanın 500 büyük şirketinden biri sana miras kaldı ve polis departmanıyla devrim niteliğinde bir ortaklığa imza attın. | Open Subtitles | لقد ورثت بصورة شخصية ثروة 500 شركة واحدة لديها شراكة ثورية مع قسم الشرطة |
Denizin dibine her gittiğimizde, denizaltı ve robotlarla keşif yapıyoruz, genellikle şaşırtıcı şeyler görüyoruz, bu bazen ürkütücü, bazense devrim niteliğinde şeyler oluyor. | TED | في كل مرة نذهب إلى قاع البحر نقوم بالاستكشاف بغواصاتنا أو بالآليين نرى أشياء تشكل في الغالب مفاجأة لنا وتكون أحياناً مذهلة وأحياناً أخرى ثورية. |
Ama biliyor musunuz, gayet devrim niteliğinde bir şey bu aslında. Ve grafikte çok küçük paylara sahip diğer bir çok endüstri için de örnek teşkil edecek nitelikte. Bunu gerçekten dikkate almaları gerekebilir | TED | لكن أتعرفون ما هي، أنها ثورية. وإنها نموذج حيث العديد من المجالات الأخرى، مثل تلك التي شاهدناه الآن مع القضبان الصغيرة حقا، ربما يجب عليهم التفكير في هذا، |
(Alkışlar) (Alkışlar) (Alkışlar) Umuyoruz ki, bu gösterimler sizleri uçan makineler için devrim niteliğinde yeni roller hayal etme konusunda heveslendirir. | TED | (تصفيق) (نصفيق) (تصفيق) آمل أن هذه العروض ستدفعكم لتحلموا بأدوار ثورية مهمة للآلات الطائرة. |
Bu devrim niteliğinde bir akım ve İmparatorluğu, ruhani bir cumhuriyete dönüştüreceğiz. | Open Subtitles | "إنها حركة ثورية... وسنحول الإمبراطورية إلى جمهورية روحانية." |
Bu devrim niteliğinde, daha önce hiç yapılmamış bir şey. | Open Subtitles | انها ثورية لم تُنجز من قبل قط |
devrim niteliğinde bir hizmet. | Open Subtitles | منشأة ثورية جديدة |
Ve size ben söz veriyorum, basamaklar devrim niteliğinde. | Open Subtitles | وانا أعدكم أن تكون ثورية |
- Harold, elindeki fikirler tıp, enerji hatta belki de bilgisayar ve yeni nesil silahlar konusunda devrim niteliğinde. | Open Subtitles | هارولد) ، تُعد الأفكار التي يمتلكها أفكاراً ثورية ، أليس كذلك ؟ ) في الطب وفي الهندسة ، وكما تعلم |
devrim niteliğinde yakıt enjeksiyon sistemi jetler için | Open Subtitles | نظام ثوري لحقن الوقود للطائرات |
Burada yaptığımız şey devrim niteliğinde. Sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ما قمنا به هنا هو ثوري وأنت تعرف ذلك |
Şu ana kadar geliştirilen en devrim niteliğinde teknik Pym partikülü. Onu değerlendirmemiz için bize yardım et. | Open Subtitles | أن جزيئات (بيم)، أكثر علم ثوري متطور على الإطلاق الذي ساعدنا في أستغلاله لأغراض جيّدة. |
devrim niteliğinde. | Open Subtitles | لم أراه أبدًا إنّه ثوري.. |