Bu benzer değerleme sistemleri diğer insanlarla olan etkileşimleri değerlendirdiğimiz zaman yeniden düzenlenir. | TED | يعاد توزيع نفس أنظمة التقييم هذه عندما نقوم بتقييم التفاعلات مع أشخاص آخرين. |
Yani insan ilk ayında hala diğer insanlarla yatıp kalkar. | Open Subtitles | أعني ،في هذه المرحلة أنت لا تزال تواعد أشخاص آخرين |
En önemlisi, diğer insanlarla olan ilişkilerine de yardımcı olmaz. | Open Subtitles | وأهم من ذلك, انه لن يساعدك في علاقاتك مع الناس |
İkinci yapmanız gereken şey, diğer insanlarla olan ilişkilerinizi değiştirmektir. | TED | الشيء الثاني الذي عليكم فعله هو أن تغيروا علاقتكم مع الآخرين. |
Yani diğer insanlarla eşleşmeye devam edin. | TED | لذلك داوموا على الاقتران بالآخرين. |
diğer insanlarla birlikte bir toplantı düzenlemek istiyoruz. | Open Subtitles | أنا، بالاشتراك مع اناس آخرين نود تحديد لقاء |
İnsanları hayvanlarla ve diğer insanlarla etkileşim halinde gözlemlediğinizde, çok az bir geri besleme vardır, çok nadirdir. | TED | عندما تشاهدون الناس تتفاعل مع الحيوانات أو الناس الآخرين ، هناك القليل جدا من ردود الفعل ، انها نادرة جدا. |
Bu benim diğer insanlarla yapmak zorunda olduğum bir şey. | TED | هو شيء يجب علي القيام به مع الأشخاص الأخرين. |
Eşim, Dave, ve ben diğer insanlarla bu kararı kutlamak için Yüksek Kurul'un merdivenlerini çıktık ve LGBT hakları konusunda ne kadar yol aldığımızı farketmeden edemedim ve bağımlılık meselesi konusunda ne kadar ilerlemeye ihtiyacımız olduğunu. | TED | ذهبت أنا وزوجي ديف إلى المحكمة العليا لنحتفل بذلك القرار، مع أناس آخرين مثلنا، لم أكن أستطيع التذكر بوضوح ولكن تذكرت كم كنا بعيدين والآن اقتربنا ورغم ذلك، مازال علينا الذهاب لأقصى مدى بمشاكل الإدمان |
Benimle diğer insanlarla konuştuğun gibi konuşma. | Open Subtitles | سنعود، لهذا لا تخاطبني كأنني من البشر الآخرين. |
diğer insanlarla etkileşimle ve birlikteliklerinizle, fikirlerinizin nasıl günbegün değiştiğini düşünün. | TED | وفكروا في كيفية تبدل أحوالكم اليومية ما بين التفاعل والاقتران مع أشخاص آخرين في حياتكم. |
Ve hayatta karşılaşacağımız en büyük zorluklar ve problemler, ister kendi kafamızın içinde, ister diğer insanlarla yapacağımız rahat sohbetlerle asla çözülemez. | TED | وأكبر التحديات والمشاكل التي نواجهها لن تحل أبدًا بمحادثات مريحة، سواء كان ذلك في رأسك أو مع أشخاص آخرين. |
diğer insanlarla anlaşamıyoruz, kendi ailemizle bile. | TED | لا يمكننا أن نتعايش مع أشخاص آخرين حتى في أسرنا |
Fakat cidden kuramcı olan diğer insanlarla da konuştum. | TED | لكني تحدثت إلى أشخاص آخرين ممن كانوا أيديولوجيين بصدق. |
Bence gelişme konuları üzerinde çalışan bizler için geçerli bir şey, diğer insanlarla konuşarak öğreniyorsun. | TED | واعقد هذا لنا جميعا العاملين علي تنمية هذه المشاكل , انتم تتعلمون بالتحدث مع الناس الاخرين |
İnşaat sahasında hareket eden diğer insanlarla da baş etmek zorunda. | TED | يجب أن تتعامل مع الناس الذين يمشون داخل منطقة المنشاءات. |
Gerçek, bilgi, diğer insanlarla güvenilir ilişkiler... | TED | الحقيقة، المعرفة، العلاقات الصادقة مع الناس الأخرين. |
Fakat diğer insanlarla bağ kurmamızı kolaylaştırmadı. | TED | لكنها لم تسهّل أكثر التواصل البشري مع الآخرين. |
diğer insanlarla iletişim kuramıyorsun sen de hayatını böyle şeylerle dolduruyorsun. | Open Subtitles | ...لا يسعِك الإتصال بالآخرين كي تملئي حياتِك بأشياء |
Bu sadece seninle ve diğer insanlarla ilgili değil. | Open Subtitles | انه ليس عن نفسك و عن اناس آخرين |
Ama biz pigmentasyonu açısından, onun dünyadaki diğer insanlarla nasıl kıyaslandığını düşünmeliyiz. | TED | لكن نحتاج للتفكير في الكيفية التي نقارن بها، على صعيد لون البشرة، تجاه الناس الآخرين على الأرض. |
diğer insanlarla, doğal yaşamla derin bağ kurduğunuz o anların değerini bilin ve onları önceliğiniz haline getirin. | TED | قدِّر لحظات الاتّصال العميقة تلك مع الأشخاص الآخرين، مع العالم الطبيعي، واجعلها أولويّة. |
Söz konusu grevler, artık seçenek olmaktan çıkacaklar çünkü halihazırda insanların cinsel yönelimlerine, politik ideolojilerine ya da dinsel tercihlerine dair bilgiyi diğer insanlarla bilinçli şekilde paylaşmadan önce beyinleri bunları açık etmiş olacak. | TED | وأن لا يصبح الخروج متاحًا، لأن أدمغة الناس قد كشفت منذ زمن بعيد توجههم الجنسي، أو مذهبهم السياسي، أو مرجعيتهم الدينية، قبل أن يصبحوا مستعدين لمشاركة هذه المعلومات مع أناس آخرين. |
Benimle diğer insanlarla konuştuğun gibi konuşma. | Open Subtitles | سنعود، لهذا لا تخاطبني كأنني من البشر الآخرين. |