Ancak böylesine tehlikeli bir rakamın ince ayarı için daha kötü bir örnek var ve bu kez evreni geniş çapta çalışma ile ölçeğin Diğer ucundan geliyor. | TED | ولكن في الواقع يوجد مثال أسوء حتى من هذا النوع المحكم لهذا الرقم الخطر، وتأتي هذه المرة من الطرف الآخر من المقياس، من واقع دراسة الكون في مسافات شاسعة. |
Tamam, ben aşağı ineceğim. Diğer ucundan tut. | Open Subtitles | حسنا ، سأنزل لأسفل امسكي الطرف الآخر |
Uzun menzilli radarlarımızdan biri, gezegenin Diğer ucundan bir sinyal aldı. | Open Subtitles | إحدى مجاميعنا طويلة المدى إلتقطت قراءة من الجانب الآخر من العالم |
Trafik gerçekten berbattı ve biz şehrin Diğer ucundan, Kudüs'ün kuzeyinden yola çıkmıştık. | TED | كانت حركة المرور مروعة ، وكنا قادمون بسيارة الاسعاف من الجانب الآخر من المدينة في الجزء الشمالي من القدس. |
Neredeyse Diğer ucundan. | Open Subtitles | بالجانب الآخر من المقاطعة تقريباً. |
Ben bir ucundan taşıyacağım, Cuma da Diğer ucundan. | Open Subtitles | سأحمل طرفاً واحداً و(فرايداي) الطرف الآخر |
Gel, Diğer ucundan tut. | Open Subtitles | خذ الطرف الآخر |
ve ansızın, karanlığın içinden meydanın Diğer ucundan, ayın ışığıyla kıvılcım saçan aynalar gördüm | TED | وفجأة, خارجاً من الظلام من الجانب الآخر من الساحة رأيت لمعان المرايا العاكسة لضوء القمر |
Telefonun Diğer ucundan böyle şeyler söylediler. | Open Subtitles | هذا مايقولونه على الجانب الآخر من هذا الهاتف. |
Dünyanın Diğer ucundan. Yeni Zelanda'dan. | Open Subtitles | الجانب الآخر من العالم نيوزيلندا |
Neredeyse Diğer ucundan. | Open Subtitles | بالجانب الآخر من المقاطعة تقريباً. |
Dünya'nın Diğer ucundan birisi beni korusun diye ödemiyorum ben bu parayı. | Open Subtitles | ، لست أدفع كلّ هذا المال كي يرد عليّ رجل ما من الجانب الآخر في الأرض، محاولاً حمايتيّ |