| Tüm yavrular koloninin kurucusu olan tek bir büyük dişinin yavrusudur. | Open Subtitles | كلّ الصغار تنجبها فقط أنثى واحدة كبيره .. وهى مؤسسة المستعمره |
| Çabalarını dört yetişkin yavrusu olan bir dişinin bölgesinde yoğunlaştırdılar. | Open Subtitles | كثّفوا جهودهم في منطقة أنثى و جرائها الأربع مكتملي النمو |
| Bir dişinin, bir eşte tam olarak nelere baktığını söylemek zor. | Open Subtitles | من الصعب قَول بالضبط ما الذي تَبْحثُ عنه الأنثى في الشريك. |
| Bu arada canın brokoli falan isterse dişinin arasında bir parça bulabilirsin. | Open Subtitles | بشكل سلبي و ان كنت تشتهين القرنبيط لاحقا فستجدين قطعة في أسنانك |
| İşte. dişinin birisi burada. Bu senin. | Open Subtitles | هنا ، هذا واحد من أسنانه ، اِنه لك - شـكـرا لك - |
| Önce, dişinin ilgisini çekmek için küçük bir şov yapıyor. | Open Subtitles | في البداية يعلن عن نفسه و ينادي بحثاً عن الإناث |
| Dudağınla alt dişinin arasına. | Open Subtitles | او بين شفتيك تحت اسنانك الامامية العلوية |
| Ama dişinin birden fazla talibi var gibi. | Open Subtitles | لكن من الظاهر أن للأنثى الشابة أكثر من مُتقدِم واحد |
| Burada bir dişinin bir alfa erkeğini nasıl selamladığını göreceksiniz. | TED | ما سوف تشاهدونه هو أنثى تلهث وهي تصرخ لذكر الفا وسوف ترون كيف تفعل ذلك. |
| Yakındaki bir dişinin ona kendi ışık gösterisiyle cevap verip onunla çiftleşeceğini umar. | TED | يأمل أن تستجيب له أنثى قريبة منه بومضاتها وتتزاوج معه. |
| Bir kaç dakika süren çiftleşmeden sonra, dişinin yumurtaları döllendi. | Open Subtitles | بعد عدة دقائق من الإلتفاف المشترك , أصبحت الأنثى مخصّبة |
| Bu, dişinin, avının etrafındaki her noktayı onu baştan çıkartmak için gezdiği ve erkeğin kendini saldırgan sanmasını sağlayan bir teknikti. | Open Subtitles | فهو أسلوب حيث تقوم الأنثى بالمشى فى دوائر مشددة حول الفريسه لتغرييه للهجوم وبهذا سوف يعتقد أنه هو المهاجم وليس هى |
| Çok karmaşık işlemler yapıyor, ve bunlara girmeye zamanım yok, ama bu dişinin büyüleyici yönü şu ki, hata yapmayı sevmiyor. | TED | إنها تقوم بمهام معقدة جداً، وليس لدي وقتا للقيام بها، لكن الأمر المدهش عن هذه الأنثى هو أنها لا تحب الوقوع في الأخطاء. |
| Daha dün yemekte dişinin arasında kocaman bir marul parçası kalmıştı. | Open Subtitles | بالأمس فقط، كان عليك أأ قطعة كبيرة من الخس عالقا في أسنانك في الغداء. |
| dişinin arasında ıspanak girmiş. | Open Subtitles | وكأن هناك سبانخ عالقة بين أسنانك |
| Homo, cüce bir dişçi tarafından İğrenç Kardan Adam animasyonundaki adamın dişinin çekilmesinden beri böyle büyük bir gülümseme görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى ابتسامة بهذا الحجم منذ " كلايسمتشون ابومينبل " امرأة الثلج أسنانه سحبت طبيب الاسنان الصغير |
| Deniz kuşları elbette balığı sever ama dişinin ilk olarak hediyeyi geri çevirmesi bir imtiyazdır. | Open Subtitles | الطيور البحرية بالطبع تحب السمك رغم ذلك، فمن حق الإناث أن ترفض الهدية من أول عرض. |
| Sanırım dişinin arasına ıspanak gibi bir şey takılmış. | Open Subtitles | اعتقد انه يوجد شىء ما عالق بين اسنانك |
| Burada dediğine göre "aseveracion"u yani töreni dişinin 17. yılından sonra tamamlamaları gerekiyor. | Open Subtitles | مذكور هنا أنه يتعيّن عليهم إنهاء "طقوس التزواج" بعد السنة الـ 17 للأنثى |
| Bu yüzden komisyon, dişi maymunun çocuğunun doğmasının engellenmesini,... ..doğumdan önce bebek alındıktan sonra da... bir tane daha yapamamaları için erkek ve dişinin... insanca kısırlaştırılmasını oy birliğiyle kabul etmiştir. | Open Subtitles | ولذلك فإن اللجنة توصي بالإجماع يجب ان يمنع طفل الانثى من الولادة وبعد التخلص منه قبل الولادة |
| Hürengin cennet kuşu bir dişinin dikkatini çekmek için ötüyor. | Open Subtitles | طائر الجنة الفاتن ، ينادي لكي يجذب الأنثي. |
| Bu tam o çaylağın dişinin kavuğuna göre. | Open Subtitles | عدة أشياء جيدة لها لتنظف أسنانها |
| Kilometrelerce uzakta olmasına rağmen dişinin kokusunu beğenmişe benziyor. | Open Subtitles | ،يبدو وأنه متلذذ برائحتها ولو أنها تبعد عنه باميال |
| dişinin ayak izlerinin oluşturduğu sıkı karda yürümek daha kolay. | Open Subtitles | يسهل الخُطا فوق آثار أقدامها على الثلج المتلبد |