"diddle" - Translation from Turkish to Arabic

    • ديدل
        
    Her şey Diddle'in öldüğü gün.. ...ondan aldığımız bu e-posta ile başladı. Open Subtitles بدأ الأمر عندما تلقينا هذه الرسالة الإليكترونية الغريبة من (ديدل) يوم وفاته
    Onlar her kim iseler, büyük ihtimalle Diddle'nin üçünüze e-posta gönderdiğini biliyorlardır. Open Subtitles أياً كان هؤلاء الناس، فربما يعلمون أن (ديدل) أرسل الملف إلى ثلاثتكم
    Leonard Callahan ya da 'Diddle' ki yakınları ona öyle seslenirdi. Open Subtitles (لينارد كالاهام) أو (ديدل) كما كان يطلق عليه المقربون منه
    Ve sonra o tabuta baktığımda ben sanki... Diddle içinde olmalı. Open Subtitles ثم أنظر إلى التابوت وأقول لا بد أن (ديدل) بداخله
    Bak, ahbap... Diddle'ın bir bisiklet kazasında öldüğüne inanmıyoruz. Open Subtitles اسمع، نحن لا نعتقد أن (ديدل) مات في حادث درّاجة
    Çünkü Diddle bu şekilde ayrılmayı hak etmiyor. Open Subtitles -جيد لأن (ديدل) لا يستحق أن يرحل بهذه الطريقة
    Diddle ila aramızdan su sızmaz. İrtibatı hiç koparmadık. Open Subtitles علاقتي بـ (ديدل) كانت صلبة للغاية لم نقطع تواصلنا أبداً
    Pekâlâ. Diddle'nin son yaptıklarının izini takip ederek kaynağını bulmalıyız. Open Subtitles حسناً، نحتاج لإعادة تعقب خطوات (ديدل) الأخيرة
    Diddle'nin ölüm saati, o e-postayı gönderdikten hemen sonra. Open Subtitles حُدد وقت وفاة (ديدل) بأنه حدث مباشرة بعد إرسال الرسالة الإليكترونية
    Diddle'nin bir kaç bilgisayar parçasının çalındığını ve burada gözle görünenden daha başka bir şeyler döndüğünü hissediyorum. Open Subtitles أشعر بأن أحد معدات كمبيوتر (ديدل) سُرقت وقد حدث هنا أكثر مما يظهر لأعيننا
    Birileri Diddle'nin gerçek ölüm şeklini gizlemek için vur kaç kazası yapmış olabilir dedi. Open Subtitles قال أنه من الممكن أن يقوم شخص ما بالحادث ليُغطي على طريقة وفاة (ديدل)
    Zavallı Diddle. Büyük ihtimalle ilk olarak işkence etmekle tehdit ettiler sonrada ikinci iş işkence ettiler. Open Subtitles (ديدل) المسكين، الأرجح أنهم هددوه بالتعذيب أولاً
    Öyleyse biz de Diddle gibi zekilerin bulunduğu bir yer buluruz. Open Subtitles إذاً سنجد مكاناً فيه أناس أذكياء مثل (ديدل)
    Diddle bir melekti, Shawn. Ondan bu şekilde bahsetme. Open Subtitles (ديدل) كان قديساً يا (شون)، لا تتحدث عنه بهذه الطريقة
    Pişik olarak, arkadaşınız Diddle'la ilişkili birkaç adresi kontrol ediyoruz. Open Subtitles نتفقد بعض العناوين المرتبطة روحياً بصديقكما (ديدل)
    O kısa etekliyle oynaşmak için Diddle'nin ölümünü kullanıyorsun, değil mi? Open Subtitles كنت أعلم أنك تستغل موت (ديدل) لتعبث مع هذه الفتاة
    Diddle neyin peşindeyse büyük ihtimalle listedeki ikinci depoya giderdi. Open Subtitles نبحث عما كان يلاحقه (ديدل) على الأرجح نذهب إلى المستودع الثاني في القائمة
    Bu olanlar da neyin nesi, Diddle bu işlere nasıl bulaşmış? Open Subtitles عن ماذا يدور كل هذا وما علاقة (ديدل) به؟
    Eğer grup hiç dağılmasaydı tıpkı Diddle'nin her zaman istediği gibi. Open Subtitles لو كنا أعدنا لم شمل الفرقة مثلما أراد (ديدل) دوماً"
    'Hoşça kal demek çok zor.' Diddle bize lazım olan her şeyi vermiş. Open Subtitles "من الصعب قول وداعاً" (ديدل) أخبرنا بكل شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more