"dikilirken" - Translation from Turkish to Arabic

    • واقفاً
        
    • واقف
        
    • وهو يقف
        
    Tiegler sarhoşluk halinden, kusmuk havuzunda uyanmak yerine cesedin başında dikilirken uyandı. Open Subtitles واقفاً فوق جثّة بدلاً من أن يكون وجهه ممرغاً ببركة من القيء
    Sınıfın en arkasında dikilirken bile gelen alkol kokusunu alabiliyordum. Open Subtitles لقد إستطعت أن أشتم رائحة الكحول المنبعثة منه عندما كان واقفاً فى مؤخرة الفصل
    Bir gece arkadaşımı orada dikilirken bulmuştum. Open Subtitles لقد وجدت صديقى واقفاً هناك بأعلى هذا الجسر فى ليله من قبل
    Ardından beni orada dikilirken fark ettiğinde bana ne dedi dersiniz? Open Subtitles وعندها , لاحظت انني واقف هناك ماذا قالت ؟
    Tek bildiğim, ben burada dikilirken iki cinayet zanlısının anakaraya giden bir uçakta olabileceği. Open Subtitles كل ما اعرفة انى واقف هنا بينما اثنين قتلة مشبوهين من ممكن ان يكونوا على طائرة الان عائدين الى البر الرئيسى.
    Ama beni yanlış anlama. Yani şimdi seni orada dikilirken görüyorum. İyi de görünüyorsun. Open Subtitles لا تفهمني خطأ، فإنّي أراك واقف أمامي وتبدو بخير
    Şu kahrolası iskeleden her ne gördüyse, orada dikilirken aklından ne tür düşünceler geçtiyse, bana asla söylemedi. Open Subtitles أيا كان ما يراه وهو يقف على السلالم أيا كانت الافكار التى جالت بخاطره وهو يقف هناك فأنه لم يبح بها لى
    Orada, kilisede dikilirken bir şey fark ettim. Open Subtitles كنت واقفاً هناك بالكنيسة، وأدركت لأول مرة في حياتي...
    Bir dakika önce garajda yanında dikilirken birden kendimi General Dynamics'in karşısında buldum. Open Subtitles في لحظة، كُنتُ واقفاً بجانبك في مصافّ السيارات وبعدها لبثت كالأحمق عند شركة "جنرال داينامك"
    Çünkü ayakta dikilirken bir insan gibi duruyordu. Open Subtitles لأنه حين كان واقفاً كان يبدو مثل شخص
    Seni inek sürüsünün arasında dikilirken düşünüyordum da... Open Subtitles أنا أتخيلك واقفاً فى سط قطيع من البقر.
    Sen orada dikilirken ya yukarıya bakarsa? Open Subtitles إن بقيتَ واقفاً حين تنظر للأعلى...
    Sahara Motel'i ateşe vermeye hazır burada dikilirken ve kibritin yanmasını, tekrardan parmaklarımı yakmak üzere olduğunu izlerken farkına vardım ki yanlış parmak uçları. Open Subtitles وبينما كنت واقفاً هناك أتهيأ لإشعال نزل (صحارا)... وأنا أراقب عود الثقاب يحترق، على وشك أن أحرق أصابعي مجدداً... وأدركتُ...
    ...işte bu yüzden birkaç dakika içinde polis seni bir cesedin başında dikilirken bulacak. Open Subtitles لهذا خلال دقائق معدودة، ستجدك الشرطة واقف بجوار جثة،
    Ama onu önümde gülümseyerek dikilirken görünce boğazına yapışasım geldi. Open Subtitles ولكن عندما رأيته واقف هنا ويبتسم أردت أن أخنقه
    Defol git buradan. Tepemde dikilirken düşünemiyorum. Open Subtitles أخرج, أعجز عن التفكير و أنت واقف هنا
    Velhasıl, yemekten sonra tuvalete gitmem gerekiyor tuvalete gidiyorum ve tuvaletten çıktığımda onu kapıda dikilirken görüyorum ve son derece kaygılı görünüyor. Open Subtitles لذا على أية حال، بعد العشاء كان يجب أن أذهب للحمام وذهبت للحمام، وبعد أن خرجت من الحمام رأيته واقف بجانب الباب، وكان يبدو قلقاً بطريقة غير عادية
    Hâlâ burada dikilirken bile kaçıyorsun. Open Subtitles يا للهول، أنت تهرب حتى وأنت واقف
    Cesedin başında dikilirken resmini çektim. Open Subtitles قمت بالتقاط الصور... صوره له وهو يقف امامها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more