| Quarren'lara, teslimiyet şartlarını dikte etmek için hazırlanmalısınız. | Open Subtitles | يجب ان تستعد لان تملي شروطتك لاستسلام الكوريين |
| Yalnız çalışan bir çıkarımcı olarak gayet iyi olduğumu hatırlatırım şartlar dikte ettiği üzere. | Open Subtitles | رسالة تذكير أنه يمكنني العمل بكفئ وحيد كمحقق ينبغي أن تملي الظروف |
| Başına böyle kötü bir olay gelen şu diplomatı, ve mektubu dikte eden bayanı ziyaret edelim. | Open Subtitles | دعنا نزور هذا الدبلوماسي في هذه الحالة الشريرة والسيدة التي تُملي رسائله |
| Bunu nasıl yapmam gerektiğini dikte etmenize izin veremem. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أسمح لك بأن تُملي عليّ ما أفعله. |
| Herhalde sabah kalkar kalkmaz ilk işi dikte etmekti. | Open Subtitles | لا بد أنه كان يمارس الدكتاتورية فور استيقاظه من النوم. |
| Bu, tasarımın yön verdiği sistem değişimidir, sistemin nasıl daha sürdürülebilir olabileceğini tasarımın dikte etmesidir. | TED | هذا تغير النظام بواسطة التصميم التصيم يملي الطريقة و التي بواسطتها يكون النظام يمكن أن يكون أكثر استدامة بكثير. |
| Onun dışında Washington'un kahyasına dikte ettikleriyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد فحصت خط اليد للضابط الذي كان واشنطن يُملي عليه. |
| Geleceğimizin dönek Arap devletlerince, işimize burnunu sokan yabancılarca dikte edilmesine izin vermeli miyiz? | Open Subtitles | أسنسمح للدول العربية المرتدة أن تملي علينا مستقبلنا؟ من قبل متدخلين أجانب؟ |
| Burada gündemi dikte yok. | Open Subtitles | أنت لا تملي جدول الأعمال هنا |
| Bana şartlarını dikte etmeye kalkma düzenbaz. | Open Subtitles | لا تملي شروطك علي أيها الوغد |
| - Dosyasının da dikte edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ! ويجب أن تملي ملفه أيضاً |
| - Bunları tanrılar dikte ediyor. | Open Subtitles | الآلهة تُملي هذه الأمور |
| Evet, dikte etme konusunda hiç çekingen değildi. | Open Subtitles | لم يخجل من ممارسة الدكتاتورية. |
| Zorbalık kanunu bu kampta adaleti dikte edemeyecek. | Open Subtitles | حكم الغوغاء لا يملي تحقيقة العدالة في هذا المعسكر |
| Söylediklerini dikte ettirmek için bir sekreter tuttu. | Open Subtitles | وظف لديه سكرتير . كان يملي عليها |
| -Sanki bir mektup dikte ediyormuş gibi. | Open Subtitles | إنه يبدو كما لو أنه يملي خطاب |
| Ordu, Romulus politikasını dikte edemez. | Open Subtitles | الجيش لا يُملي السياسة على قوم "روميولوس." |