Sen yargıca ve papaza yalan söylerken dilinin üzerinden sürünerek ilerliyor. | Open Subtitles | و يشق طريقه نحو لسانك بينما تكذب على القاضي و القس |
Muhteşem bir tanık-Sağır ve aptal. Belki de dilinin kesilmesini istersin. | Open Subtitles | الشاهد المثالي ,اطرشا وغبي ربما تريد لسانك ان يقتلع |
Utanmış gibi yapma Veronica, dilinin keskinliğine hiç uymuyor | Open Subtitles | وفري خجلك, فيرونيكا إنه لا يتلائم جيدا مع غلاظة لسانك |
- Eğil. Hastası dilinin çok süngerimsi olduğunu düşünüyor diye kim bana çağrı bıraktı? | Open Subtitles | من سمح للعيادة باستدعائي لأن أحد المرضى اعتقد أن لسانه متبلّد من ؟ |
Kardeşimin dilinin bir karış dışarıda olduğunu görebiliyorum. Yakında kendi dövüşünü yapabilir. | Open Subtitles | أرى لسان أخي يهتز ثانيةً في المستقبل يمكنه أن يقاتل بنفسه |
Diğeri ona yaklaşırken bitkiyi korumak için dilinin altına koydu, ama sihri ikisini de gerçek formlarına dönmeye zorladı. | TED | وعندما اقترب الآخر من الإمساك بها، خبأت العشب أسفل لسانها لحمايته، لكن قوى العشب السحرية أظهرتهما على هيئاتهما الحقيقية. |
Geçen yıl yayınlanan bir çalışma, doğumda yani tam da doğdukları anda bebeklerin annelerinin ana dilinin aksanında ağladığını ortaya koydu. | TED | وقد أظهرت دراسة نشرت العام الماضي أنّه ومنذ الولادة، منذ لحظة الولادة، يكون بكاء الاطفال بنفس لهجة لغة الأم الأصلية. |
Bu yüzden eski çağda yaşayan Yunanlılar ölmüş bir insan cesedinin göz kapağına ya da dilinin altına bir sikke koymaktaydılar. | Open Subtitles | ولهذا كان الإغريق القدامى يضعون عمله نقدية أسفل اللسان أو على جفن العين للجثه |
Tam orada, dilinin ucunda duruyormuş. | Open Subtitles | لكن هذا الرقم أجل هذا حقاً على طرف لسانك |
Odaklanabilmen için dilinin ucunu ısırmayı hatırladın mı? | Open Subtitles | أتتذكرين أنه عندما تلعق لسانك يكون مساعدا للتركيز؟ |
Ama en azından, dilinin yeterince soğuk olan bir metale değince yapışacağını kanıtladık. | Open Subtitles | لكن على الأقل أثبتنا بشكل نهائي بأنّ لسانك سيلتصق |
dilinin bunu yapabilmesi inanilmaz tatlari ayni geldi bana. | Open Subtitles | من المذهل أنّ لسانك يستطيع فعل هذا كان مذاقهما متشابه بالنسبة إلي |
Bir bakalım, top sürme becerin dilinin keskinliği kadar iyi mi. | Open Subtitles | دعنا نرى اذا كانت مهاراتك في المراوغة بحدة لسانك. |
dilinin, sallayıp durmaktan daha çok işe yaramasını istemiş. | Open Subtitles | لقد منحك وسيلة أفضل لإستعمال لسانك بدلاً من الثرثرة به |
Tüm gece boyunca, mutfağa koşup, dilinin üstüne buz koydu durdu. | Open Subtitles | استمر الذهاب للمطبخ واخذ يضع الثلج علي لسانه. |
Bunu onun dilinin altina koyun.Bazen ataklari onler. | Open Subtitles | ضعوه اسفل لسانه, وبامكانه في بعض الاوقات ان يوقف النوبة |
Başka bir kadının dilinin tadını ilk kez tattıktan hemen sonra yani. | Open Subtitles | عندما تذوقت ولأول مرة طعم لسان إمرأة أخرى |
Öldükten sonra da usturaya benzer bir aletle kurbanın dilinin üstüne haç şeklinde kesikler çiziyor. | Open Subtitles | يضع خاتم زواج الضحايا داخل رحمها ويقوم برسم صليب على لسان الضحايا |
Sonra ağzının içine bak... ve dilinin üstünde ya da altında bir şey olmadığından emin ol. | Open Subtitles | بعد ذلك تنظرين في فمها وتتحققين من أنها لا تخفي أي منه فوق أو تحت لسانها |
Asla tahmin edemezler... senin cevap vermediğini yada dilinin olmadığını! | Open Subtitles | لا أحد يفترض أنك لا تريدين الإجابة أو أنك لا تملكين لغة |
Sizin de gördüğünüz gibi, kurban dilinin etrafında kabarıklar ve ve boğaz kaslarında gerginlik görülüyor. | Open Subtitles | كما نرى على الضحية يوجد علامات على تورمات حول اللسان و انشداد في عضلات الحنجرة |
Bunu dilinin altına koy. Dil altı hapı, etkisini çabuk gösterir. | Open Subtitles | ضعي فقط هذا على لسانكِ إنه جيد، سوف يعطي مفعولاً سريعاً |
dilinin donmuş bir boruya yapışması feci bir şeydir. | Open Subtitles | هل تظن أن لسانا عالقا و متجمدا يؤلم |
Şu İngilizce dilinin bir garip yoksulluğudur, ve hakikaten birçok dilin de öyle, bir çocuğun, doğum gününde yağmur yağdığında hissettiklerini tanımlarken de, bir kişinin intihar etmeden bir dakika önce hissettiklerini tanımlarken de aynı sözcüğü kullanıyor olmamız, depresyon. | TED | إنه لعوز غريب في اللغة الانجليزية، و في الكثير من اللغات الأخرى حقاً، أننا نستخدم الكلمة نفسها، الاكتئاب، لوصف شعور صبي عندما تمطر في عيد ميلاده، و لوصف شعور الشخص قبل إقدامه على الانتحار مباشرة. |
Sonra da dilinin yanmasından şikayet ediyorsun. | Open Subtitles | و عندها أنتَ تشتكي طول اليوم أن لسانكَ محروق |