"dinlemeyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • تستمع
        
    • يستمع
        
    • ينصت
        
    • سيستمع
        
    • يصغى
        
    • يُنصت
        
    • لن تنصت
        
    Çok inatçı, geçerli sebeplerimizi bile dinlemeyecek ve kendi istediğini yapacaktır. Open Subtitles إنها عنيدة, لن تستمع إلى الأسباب و بالتأكيد إنها تعمل حسب طريقتها الخاصة
    Ben ona evde top oynama diyeceğim ama o beni dinlemeyecek. Open Subtitles سأمنعها من اللعب بالطابة في المنزل لكنّها لن تستمع إليّ
    Aldırmayın. Beni dinlemeyecek. Ama artık birilerini dinlemeli. Open Subtitles لا تقلق , فهو لن يسمع كلامى لكنى أتمنى أن يستمع لشخص ما
    Seni dinlemeyecek, biliyorsun. Asla yapmaz. Open Subtitles تعرف بأنه لن يستمع إليك، إنه لن يفعل أبداً.
    Seni dinlemeyecek olmasının sebebi de pislik gibi davranmış olman. Open Subtitles والسبب في أنّه لن ينصت إليك هو أنّك تصرّفت بحماقة
    - Kimse dinlemeyecek. - Ha? Üzgünüm. Open Subtitles لا أحد سيستمع أنا آسف هل قلت شيئاً؟
    Bir kez olsun dinlemeyecek misin? Open Subtitles هل إستمعت؟ إستمعت لي أنت لا تستمع أبداً؟
    Yalka, senin yüzünden beni dinlemeyecek artık. Open Subtitles يالكا لا تريد أن تستمع ليّ بعد الآن بسببكِ.
    Beni dinlemeyecek. Ama annem ve babamı dinler. Open Subtitles لن تستمع لي ولكن ستستمع لوالدي
    Öyle ama Hanna beni dinlemeyecek. Open Subtitles لقد فعلت ، لكن هانا لا تريد أن تستمع لي
    Denedim. Beni dinlemeyecek. Open Subtitles لقد حاولت ذلك, ولكنها لم تستمع لي
    Beni dinlemeyecek. Open Subtitles إنها لن تستمع إلي
    Bu iyi olmadı Merlin. Ölene kadar onun trol olduğunu söylesem de beni dinlemeyecek. Open Subtitles ليس من الجيد ميرلين، يمكننى أخباره أنها عملاقه فى وجهه ولكنه لن يستمع
    Saçmalamayı kes. Kimse seni dinlemeyecek. Open Subtitles توقف عن الهراء يا ايريك, لا احد يستمع اليك .
    beni dinlemeyecek tamam mı? Open Subtitles ولكنهُ لم يستمع إلية , اتفقنا ؟
    Söz dinlemeyecek bir adamı boşuna yargılamış olursun. Open Subtitles الحكم يتم... على رجل لا يستمع إلى كلامهم
    O bizi dinlemeyecek, Ona iyi bak. Open Subtitles إنه لن يستمع لنا , أخي سوف يهتم به
    Seni hiçbir zaman dinlemeyecek. Open Subtitles لأنك كنت محقاً لن ينصت إليك أبداً
    Tanrı bilir beni dinlemeyecek. Open Subtitles يعلم الرب أنّه لن ينصت لي
    Onu asla dinlemeyecek. Open Subtitles لن ينصت لأحد مجدداً
    - Kimse dinlemeyecek. - Ha? Oh, üzgünüm. Open Subtitles لا أحد سيستمع أنا آسف هل قلت شيئاً؟
    Yaşlı kurt beni dinlemeyecek o kadın-- Open Subtitles لن يصغى الرجل الكبير لى
    Kendinden başkasını dinlemeyecek kadar çok güçlü ve zengin. Open Subtitles إنه ثريٌ وقويٌ جداً حتى يُنصت إلى نصيحة أي أحدٍ غير نفسه
    Ama beni dinlemeyecek. Open Subtitles ولكنها لن تنصت لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more