Eve dönerken yol boyunca o ibne müziğini dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع لهذا الهراء في طريق العودة للمنزل |
Tropikal Radyo'yu dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع إلى وزير الخارجية الاستوائية. |
Bunun normal duyma gibi olmadığını da biliyorum ama telefonla konuşabilir müzik dinleyebilirsin ya da gülebilirsin. | Open Subtitles | و أنا اعرف انها ليست مثل السمع الاعتيادى ولكن يمكنك عمل محادثة على الهاتف او الاستماع الى الموسيقى |
Oh, eğer sıkılırsan, kaset dinleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا شعرت بالملل يمكنك أن تستمعي إلى المسجّل |
Tarlanı sürerken en sevdiğin kasetleri dinleyebilirsin... klima sayesinde de sıcaktan bunalmazsın. | Open Subtitles | بإمكانك الحراثة و الإستماع إلى شريطك المفضل .بينما مكيف الهواء يبقيك بارداً |
Seni takip ettim. Beni en azından dinleyebilirsin. | Open Subtitles | اقتفيتك حتّى وصلت إليك، فأقلّه أنصت لما لديّ. |
Aynı lanet hikayeleri kaç kez dinleyebilirsin ki? | Open Subtitles | كم مرّة يمكنكِ الاستماع إلى نفس القصص اللعينة ؟ |
- Artık maçlarımı evden dinleyebilirsin.. | Open Subtitles | الان يمكنك الاستماع الى مبارياتي |
Dana sonra Tina'nın bebeği'nin kalp atışlarını dinleyebilirsin. | Open Subtitles | لاحقاَ يمكنك الاستماع لنبضاب قلب " تينا " |
Öldüğünde, eşini dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع لزوجتك عندما تكون ميتا. |
- Artık maçlarımı evden dinleyebilirsin.. | Open Subtitles | الان يمكنك الاستماع الى مبارياتي |
Ama istersen dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع ان كنت تريد |
Evet, pop müzik dinleyebilirsin ama aynı zamanda Findus Donmuş Balık Kroket alman gerekir. | Open Subtitles | أجل, بإمكانك الاستماع لموسيقى (البوب) خاصتنا لكن فقط إذا قُمت بشراء أصابع السمك المُجمّدة. |
Ya da ne söyleyeceğimi dinleyebilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك الاستماع لما سأقول |
Veya sadece dinleyebilirsin. | Open Subtitles | أو هل يمكن أن مجرد الاستماع. |
dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع. |
Oh, eğer sıkılırsan, kaset dinleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا شعرت بالملل يمكنك أن تستمعي إلى المسجّل |
Onu kurtaramazsın, ama sesini dinleyebilirsin. | Open Subtitles | أنتي لا تستطيعي إنقاذه، لكن بامكانك أن تستمعي إلى صوته. |
Ve yiyebileceğim besleyici, hoş bir yemeği hazırlar hazırlamaz, istediğin herşeyi dinleyebilirsin. | Open Subtitles | وحينما تنتهين من التهام وجبتك وجبة طعام لذيذة رغم أنّي أوشكت على الانتهاء تستطيعين الإستماع إلى ما تحبين. |
O şeyi istediğin kadar dinleyebilirsin ama sabah uyandığında hâlâ beyaz olacaksın. | Open Subtitles | أتعلم يمكنك الإستماع إلى هذه ( الضوضاء ) طوال الليل ولكن عندما تستيقظ صباحاً سوف تجد كل شئ أبيض |
Seni takip ettim. Beni en azından dinleyebilirsin. | Open Subtitles | اقتفيتك حتّى وصلت إليك، فأقلّه أنصت لما لديّ. |