Sezgileri olan, sizi dinleyen, anlayan ve tanıyan bir varlık. | Open Subtitles | إنّه كيان بإدراك حدسيّ ينصت لما تقول، وهو يفهمك ويعرف طبائعك |
Sahibini dinlemeyen bir at mı, yoksa atını dinleyen bir sahip mi? | Open Subtitles | الحصان الذي لا يستمع إلى سيده، أو السيد الذي يستمع إلى حصانه. |
Üzerinde kristal taşıyıp Yanni dinleyen birine benziyor muyum? | Open Subtitles | ترى لي العبث مع بلورات أو الاستماع إلى ياني؟ |
Bir gün, tekno müzik dinleyen insanlar için bir tedavi bulunacağını umuyorum. | Open Subtitles | وفي إحدى الأيام تمنيت الحصول على علاج للأشخاص الذين يستمعون إلى التكنو |
Bu nedenle, beni dinleyen herkese masum ve dürüst bir adamı kafasından vurmanın iyi bir şey olduğunu düşünen çocukları durdurmalarını söylüyorum. | Open Subtitles | ولذلك أنصح كل من يسمعنى الآن أن يوقفوا الأطفال الذين يعتقدون أن إطلاق الرصاص على الأبرياء والمحترمين شىء جيد |
Bunca şeyi bu kadar süre dinleyen pek insan çıkmaz. | Open Subtitles | لقد كنت مستمعا جيدا للغاية ليس كل الرجال يصغي للكثير و لمدة طويلة |
Eminim seni dinleyen herkes şu anda şişenin mantarını açıp içmeye başlamıştır. | Open Subtitles | أَنا كُلّ شخصُ المتأكّدُ الذي كَانَ يَستمعُ يَضْربُ القنينةَ كما نَتكلّمُ. |
Pekala, etrafta bizi dinleyen birilerinin olduğunu sanmıyorum, belki de şu büyük sırrın, geri kalanını anlatmanın zamanı gelmiştir? | Open Subtitles | حسنا، لا أعتقد أن هنالك أي شخص بالجوار الآن يتنصت ألا تظن أنه الوقت ألا تبوح لبقيتنا عن الأسرار الكبيرة؟ |
Geçen yaz, babam hastalandığı zaman bir söz verdim, Tanrı'ya, evrene dinleyen herkese. | Open Subtitles | الصيف الماضي, مرض والدي .. ووعدت الله والكون وكل من يسمعني |
Tanrı'nın sesi onu dinleyen herkese duyulabilir. | Open Subtitles | كلمة الرب مسموعة لكل من ينصت لهُ |
Bizi dinleyen bir gardiyan vardı, biliyordum. | Open Subtitles | كان هنالك حارساً ينصت منذ البداية. كنت أعلم ذلك! |
Beni dinleyen biri olması lazım, başka türlü olmuyor. | Open Subtitles | على شخص ما ان ينصت وإلا لن تأتي |
Evet ama şimdi radyodaki bütün romantik temsilleri dinleyen sensin. | Open Subtitles | نعم، ولكن في الوقت الحاضر، انتِ من يستمع إلى كل البرامج الرومانسية على الراديو |
Ooo Dika,o programı dinleyen kim. | Open Subtitles | أوه ديكا، من يستمع إلى ذلك العرض على أية حال؟ |
İşte o zaman eğer şanslıysak odada bizi dinleyen biri olur. | Open Subtitles | حينها، إن كنتَ محظوطاً، يتواجد شخص في الغرفة يستطيع الاستماع |
Ya şu ağzıyla dinleyen ağzı ölü balık gibi açık olan şişman adam. | Open Subtitles | وأن الدهون الرجل الاستماع مع فمه خطيئة مثل سمكة ميتة. |
Ama işler ilerledi ve şimdi 2017'de, 7/24 yaşlı insanlarımızı dinleyen 200'den fazla çalışanımız var. | TED | لكن تغيّرت الأمور والان في 2017 لدينا أكثر من 200 موظف يستمعون إلى كبار السن كل يوم من أيام السنة على مدار الساعة |
5inci uçuş ekibinden Teğmen Payton, dinleyen var mı? | Open Subtitles | الملازم "بايتون" ينادى من فريق الرحلة الخامسة هل يسمعنى أحد؟ |
Her şeyi duyan ve dinleyen size bakınca, direkt olarak ruhunuzun derinliklerini gören adamı. | Open Subtitles | الشخص الذي يسمع و يصغي لكل شيء الشخص الذي ينظر إليك و ينظر مباشرة لروحك |
Bu mantıklı. Yani, bütün kadınlar gerçekten onu dinleyen bir adamı isterler. | Open Subtitles | أَعْني، كُلّ a إمرأة حقاً الحاجات a رجل الذي يَستمعُ. |
Bizi dinleyen yoksa hepimiz dostuz demektir. Partiye getirmek için bir ibneyle bir aptalı seçmek, çok ilginç bir seçim. | Open Subtitles | وإذا لم يكن أحد يتنصت علينا فأعتقد أن الأمور جيدة بيننا |
İçinizden beni dinleyen varsa Yoo Shi Jin'e operasyonu derhal durdurmasını ve VIP hastayı doktoruna teslim etmesini söylesin. | Open Subtitles | مهما كان من يسمعني على الراديو، تأكد من إخبار يو شي جين بهذا بوضوح أحضر الأطباء حالاً وأوقفوا العملية بسرعةوسلموا الشخصية الهامة للعرب |
Aslında Watson, dün gece dinleyen kişi bendim ve daha iyi bir amaç için zor bir insanın, zor bir sürecini düzenlemek için istekli olan bir insanın sesini duydum. | Open Subtitles | كنت أنا ألذي أصغى ليلة الأمس وسمعت شخصاً أراد إسكاني العملية الصعبة للشخص الصعب |
- Ama insanları dinleyen birisi değildi. - Bırak bunları. | Open Subtitles | ـ ليس بالرجل الذي يستمع إليه الناس ـ غير الموضوع |
Benim bir televizyon şovum yok ve beni dinleyen hiç kimsem yok. | Open Subtitles | و أنا ليس لدي برنامج تلفزيوني وليس لدي أي شخص ليستمع إلي |
- 7 dakika boyunca o iğrenç bekletme müziklerini dinleyen sen değilsin tabii. | Open Subtitles | لست أنت من كان عليها الإستماع الى نغمة الإنتظار الفظيعة لمدة 7 دقائق |