| Olayları kavrama konusunda sana biraz ağır gelmiş görünebilirim ama seni gerçekten dinliyorum. | Open Subtitles | قد يظهر لك أني بطيء نوعاً ما بالفهم لكنني كنت حقاً استمع إليكِ |
| Arabayla işe giderken, çok yüksek sesle sert rap dinliyorum. | TED | عندما أقود سيارتي للعمل، استمع إلى الراب العدواني بصوت عال جدًا. |
| Seni dinliyorum, senin hırsız arkadaşlarının hislerini dinlediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أسمعك, لا أعتقد أنك تستمع إلى مشاعر قاطع طريق |
| Doktor, başka fikirleriniz varsa dinliyorum. | Open Subtitles | دكتورة، إن كانت لديك أفكار أخرى فأنا منصت |
| Şarkıdaki sözleri dinliyorum: Kimse aşka hayır diyemez. | Open Subtitles | كنت أصغي إلى الأغنيه وأفكر لا يستطيع أحد مقاومة الحب |
| Neyse, biliyorsun sürekli dinliyorum sanki bunlar bir şey değilmiş gibi. | Open Subtitles | عموماً, طوال الوقت أسمع كما تعلمين ,كما لو لم يكن شيئاً |
| Bekliyorum. dinliyorum. Konuş. | Open Subtitles | أنا سَأَنتظرُ. انا مستمع أردتُ الكَلام معك لأن... |
| Ve aynı zamanda, birçok işletmeyi dinliyorum ve onların üstesinden gelmeleri gereken en büyük sorunları buluyorum. | TED | وفي نفس الوقت، أنا أستمع للكثير من المهن وأكتشف ما هي تحدياتهم الكبرى. |
| dinliyorum. Yeni bir maceraya çıkmak istiyorsunuz. Perşembe günü olmalı. | Open Subtitles | أنصت إليك، تودّي الذهاب في مسعى، حتمًا هو يوم الثلاثاء. |
| Ayaklı evi durdurmak için aklına çözüm geliyorsa can kulağıyla dinliyorum. | Open Subtitles | اذا وجدتي طريقة اخرى لي ايقاف المنزل, عزيزتي, انا كلي اذان مصغية. |
| Her gün; hayatları için kaçan insanların acı hikayelerini dinliyorum, tehlikeli sınırlar ve düşman denizler boyunca. | TED | كل يوم استمع الى قصص مروعة عن اناس يفرون لأجل النجاة بحياتهم عبر الحدود الخطرة والبحار الهائجة |
| Haberleri dinliyorum. Eğer devam eden savaşta eski güç dengeleri tekrar sağlanabilirse... Burada artık haberlere ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | انا استمع للاخبار نحن لا نريد اخبار هنا بعد الآن |
| Merhaba, Pam. Ben Dr. Frasier Crane. Seni dinliyorum. | Open Subtitles | مرحبا بام, معك الدكتور فريزر كرين,انا استمع.. |
| - Hayır, ben dinliyorum. | Open Subtitles | حسنا، إذا كنت لا تريد أن تسمع لا لا أنا أسمعك |
| Pekala Walter, dinliyorum. | Open Subtitles | على الملايين من أسلحتهم الثقيلة المتأهّبة حسنا ، والتر أنا أسمعك |
| Merhaba, Marcia. dinliyorum. | Open Subtitles | " أهلًا مارشا، أنا منصت" هذا مبتذلٌ للغاية |
| dinliyorum. İyi. Dinliyorsun, iyi. | Open Subtitles | أنا مُنصت إليك - هذا جيد , أنت منصت , هذا رائع - |
| Sonra da burada oturup senin, hayatım hakkındaki etrafını görmeyen, kendini düşünen saçma teorilerini dinliyorum. | Open Subtitles | و الآن يجب عليّ أن اجلس هنا و أصغي إلى نظرياتك السخيفة و القاصرة و الذاتية بشأن حياتي |
| Söylediklerini dinliyorum ve doğru olduğunu biliyorum | Open Subtitles | أسمع كلماتك ومن داخلي، أعرف بأنها كلمات تنم عن ذكاء |
| Bak, konuşmaya devam et. Ben dinliyorum. | Open Subtitles | أنظري , تابعي التحدث أنا مستمع |
| Elbette dinliyorum, fakat hatlarda bir sorun var. | Open Subtitles | بالطبع أنا أستمع و لكن شيء ما حدث على نحو خاطئ بالهاتف |
| Bir dizim toprakta, kralin kilici omzumda sözleri dinliyorum. | Open Subtitles | الركبة في الغبار، سيف الملك على كتفي أنصت لكلماته |
| Eğer varsa, dinliyorum. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانك التفكير بواحدة أنا مصغية |
| Eğer şimdi beni sevdiğini söyleyeceksen dinliyorum, lütfen. | Open Subtitles | لو كان أنك تحبني أكثر الآن، فتفضل أرجوك أنا منصتة |
| Evet. Kızım Faye'ı ziyarete Seattle'a her gelişımde sizi dinliyorum. | Open Subtitles | أَستمعُ إليك كُلَّ مَرَّةٍ أَجيءُ إلى سياتل لزيَاْرَة بنتِي فاي. |
| Evet dinliyorum ama mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | نعم انا مصغٍ,ولكن هذا لا معنى له |
| Çok iyi dinliyorum ama kötü olan ne anlamadım. | Open Subtitles | انا مصغي جيدا جدا لكنني لا اسمع شيئا سيئا |
| dinliyorum. Varolduğundan emin değilsin. | Open Subtitles | انا اسمعك انت لست متأكد إن كنت موجود بالفعل |
| - Tabii ki istiyorum. Seni dinliyorum. - Pekâlâ, çok teşekkürler. | Open Subtitles | بالطبع أريد , كلى أذان صاغية حسناً , شكراً لك كثيراً |