Fırtınadan kaçmaya çalışıyormuş ve elektrik direğine çarpmış sonra da arabası alev almış. | Open Subtitles | يحاول تلافي الإعصار ولقد سقط عليه عمود كهرباء ولقد أشتعل النار في سيارته |
Etrafıma baktım, elektrik direğine dayanmış, bir seksen boyunda bir tavşan gördüm. | Open Subtitles | .... أستدرت وكان هناك أرنب طوله ستة أقدام يقف بجانب عمود أنارة |
Yapabilsem bütün izleyicilerimi teker teker bayrak direğine çekip sizleri selamlardım. | Open Subtitles | إن كان بإمكاني، كنت لرفعت كل واحد منكم لأعلى سارية علم |
Yaptığımız en kötü şey, bir çocuğun iççamaşırını bayrak direğine çekmekti. | Open Subtitles | أسوأ ما فعلناه كان وضع السروال الداخلي لأحد الشبان على سارية العلَم |
Küçük bir çocukken, babamın beni bir telgraf direğine bağlamasına dair. | Open Subtitles | كوابيس حول أبي وهو يربطني بعمود البريد عندما كنت صغيرا |
İnternet sitelerinin bir yerinde de olabilir, bir telefon direğine asılmış da. | Open Subtitles | مدفونة في صفحات الحكومة الإلكترونية أو مرفقة مع عامود هاتفي |
Eğer dengeni kaybedersen geminin direğine bir delik açabilirsin. Ya da daha kötüsü bile olabilir... | Open Subtitles | لو اختل توازنك لكنت قد أصبتِ السارية أو أسؤأ من ذلك |
Hayır. Başka ne yatağın direğine o şekilde çarpmayı açıklar? | Open Subtitles | ما هو الشيء الأخر الذي يفسر الارتطام بسارية السرير بهذه الطريقة؟ |
bizler, arabanı telefon direğine... bindirdiğin ana kadar tüm olanları bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء حتى ذلك الوقت الذي لففت فيه سيارتك حول عمود الهاتف |
Ölüm, yolda yalpalamaya başladı sonra ellerini havaya kaldırdı ve onun, o elektrik direğine çarpmasını sağladı. | Open Subtitles | تجول الموت في قلب الشارع فحسب و رفع يداه و جعلها تقود صوب عمود الإضاءة |
Direksiyonu kırmış ama bu sefer de elektrik direğine çarpmış. | Open Subtitles | وانحرفت، وانتقد له السيارة في عمود إنارة. |
Bu civardaki evlere bakan kadın bir elektrik direğine çarparak hayatını kaybetti. | Open Subtitles | اصطدمت بسيارتها في عمود إنارة واحترقت بسلك الكهرباء |
Kimsenin seni çantaya tıkıp telefon direğine çarpmayacağını garanti edersem bu seni rahatlatır mı? | Open Subtitles | ماذا لو ضمنت لك أنه لا أحد هناك سيضعك في حقيبة ويحطمك على عمود هاتف هل هذا سيريحك مطلقاً؟ |
Benim zamanımda bunun yolu bayrak direğine oturup... | Open Subtitles | في أيامنا كنّا نقضي وقتنا في تحدّي سارية العلم والسمكة الذهبية |
Bu yardımcı olmaya çalıştığın herif daha geçen hafta beni çırılçıplak bayrak direğine asmıştı. | Open Subtitles | أجل ، أتدركين أن هذا الرجل يحاول المساعده طرحني المجرى إلى سارية العلم عارياً في الإسبوع الماضي |
Bu sabah bayrak direğine yaptığınız ilginç bir çalışma | Open Subtitles | اعمال فنية مثيرة للاهتمام تلك الي تركتها عند سارية العلم صباح هذا اليوم |
Chris Elkhart, okuldan eve dönerken telefon direğine çarpmış. | Open Subtitles | كريس إلكارت اصطدم بعمود هاتف وهو في طريقه من المدرسة إلى البيت |
Böylesine küçük bir kasabada, bir çocuk telefon direğine çarparsa ya uyuşturucu ya da alkol yüzündendir. | Open Subtitles | في قرية صغيرة كهذه عندما يصطدم طفل بعمود غالباً ما يكون مخدرات أو كحوليات |
Kimse onun telefon direğine çarpacağını düşünmedi, hem de hiç kimse. | Open Subtitles | لم يعتقد أحد أنه سيصطدم بعمود الهاتف، لا أحد |
Stiptiz direğine bayağı zarar verebileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن بإمكانك صنع بعض التأثير على عامود رقص التعري |
"Torpido 950 metre'den ateşlendi. Kıç direğine nişan alındı." | Open Subtitles | تم إطلاق النار على بعد 950 متراً "تجاه السارية الخلفية |
Bir bayrak direğine ve iki güneşliğe çarpmış. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} إصطدم بسارية علم ومظلتين أثناء سقوطه. |
Geri geri giderken arabamı telefon direğine çarptım. | Open Subtitles | أنا دَفعتُ لغم على a قطب هاتفِ. |
Garajlarına girmiş, arabalarını çalmış ve bir telefon direğine toslamış. Aman Tanrım. | Open Subtitles | إقتحم مرآبهم و سرق سيارتهم و إصطدم بعامود هاتف |
Kale direğine çarpmıştı yani... | Open Subtitles | كان عنما ركض ناحية العارضه,لذلك |
Birbirimizi gemi direğine başaşağı bağlarız ve böylece kayık döndüğünde hepimizin başı yukarıda olur. | Open Subtitles | نحن سَنَرْبطُ بعضهم البعض إلى الساريةِ رأساً على عقب، لذا عندما المركب يُقلّبُ نحن سَنَكُونُ الطريقة الصحيحةَ. |