"diyara" - Translation from Turkish to Arabic

    • أرضٍ
        
    • العالَم
        
    • عالَم
        
    Onları bulamadım. Duyduğuma göre çoktan başka bir diyara taşınmışlar. Open Subtitles لمْ أستطع إيجادهما سمعتُ أنّهما انتقلا إلى أرضٍ أخرى
    Seyrüsefer becerilerin sayesinde Basilisk fırtınaları atlatacak ve Yaprak Kitabı'nın olduğu farklı diyara ulaşacak. Open Subtitles مع مواهبك في الملاحة, فإن الباسيليسك ستنجو من العواصف وستصل إلى أرضٍ جديدة تماما,
    Seyrüsefer becerilerin sayesinde Basilisk fırtınaları atlatacak ve Yaprak Kitabı'nın olduğu farklı diyara ulaşacak. Open Subtitles مع مواهبك في الملاحة, فإن الباسيليسك ستنجو من العواصف وستصل إلى أرضٍ جديدة تماما,
    Ve yutulan bu ruhun bu diyara geri döndürülebileceğini? Open Subtitles لكنْ يمكن إعادة تلك الروح إلى هذا العالَم
    İşte, söz verdiğim gibi. Artık bu diyara bağlı değilsiniz. Open Subtitles هاكم، كما وعدت ما عدتم مقيّدون بهذا العالَم
    Zamanın farklı işlediği bir diyara götürüp... 28 yıl işkence etti. Open Subtitles نقلته إلى عالَم آخر حيث يسير الزمن بطريقة مختلفة -عذّبته لـ 28 عاماً
    Annemi bir süre önce uzak bir diyara sürgün ettim. Open Subtitles نفيتُ والدتي إلى أرضٍ بعيدة منذ مدّة.
    Yeni bir diyara gidiyoruz, kardeşim. Open Subtitles صحيح، سنذهب إلى أرضٍ جديدة يا أخي
    O zaman Kraliçe'nin laneti bizi yeni bir diyara götürecek. Open Subtitles سترسلنا لعنة الملكة إلى أرضٍ جديدة
    Prens Philip'e seni korumak için ant içtim başka diyara giden bir geçidi bulmaya çalışan yabancılara yardım etmek için değil. Open Subtitles عاهدتُ الأمير (فيليب) على حمايتك لا على مساعدة غريبتَين لإيجاد بوّابةٍ إلى أرضٍ أخرى
    Burun'u, yaşamın serpildiği bir diyara çeviriyor. Open Subtitles والـ(بنغويلا) حوّلت (كيب) إلى أرضٍ يمكنها احتواء الحياة
    Anneni öldüreceğim ve karşılığında da Rumplestiltskin'den öcümü alabileceğim sihirsiz bir diyara götüreceksin beni. Open Subtitles وبالمقابل سترسلينني إلى أرضٍ بلا سحر حيث أنفّذ انتقامي أخيراً مِنْ (رامبل ستيلسكن)
    Lanet başlamadan önce prenses çocuğunu doğurmadan önce o ve prens gardıroba girip prensesin çocuğunu doğurabileceği büyünün olmadığı çok uzak bir diyara gidebilirler. Open Subtitles قبل أن تحلّ اللعنة، و قبل أن تنجب (سنو) طفلتَها... ستدخل مع الأمير إلى الخزانة، و يسافرا إلى أرضٍ بعيدة. أرضٍ بلا سحر.
    Herkesi buradan çok uzak bir diyara gönderecek bir lanet oluşturmak üzereyim. Open Subtitles أخطّط لإلقاء لعنة... {\pos(190,210)}تنقل الجميع إلى أرضٍ بعيدة.
    ! Korkarım, ne yaparsa yapsın... bu diyara dönmesi imkansız. Open Subtitles أخشى أنّه مهما حاول، فإنّ العودة إلى هذا العالَم مستحيلة عليه
    Kara Periyi hapsolduğu diyara gönderen de buydu. Open Subtitles هي التي نفت الحوريّة السوداء إلى العالَم الذي احتُجزت فيه
    Bunun yanında lanet ortadan kalksa bile bazen uyku sırasında kurbanlar o diyara tekrar seyahat etmenin bir yolunu bulur tıpkı senin gibi kurbanlar işte. Open Subtitles حتّىعندماتبطلاللعنة... أحياناً، خلال النوم تجد الضحايا طريقها إلى ذاك العالَم ضحايا مثلك أنت
    Bu diyara geldiğini hatırlamıyordum zaten. Open Subtitles أظنّني كنت لأذكر دخولك إلى هذا العالَم
    Başka bir diyara giriş yaptık. Open Subtitles -عبرنا للتو إلى عالَم آخر
    Kanca'yı başka bir diyara gönderdi. Open Subtitles -نفى (هوك) إلى عالَم آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more