| Ve öylece Jacob, çobanlık yaparak geçinirken, çok çok uzak diyarlara gönderildi. | Open Subtitles | ولذا يعقوب أيضا راعى وتاجر أرسل بعيداً, لأرض بعيدة |
| Bırak uçalım uzak diyarlara. | Open Subtitles | دعنا نطير لأرض بعيدة |
| Evet beyler, zihninizin kapılarını şimdiye dek hiç kimsenin gezmeyi hayal bile edemeyeceği diyarlara açmaya hazır mısınız? | Open Subtitles | حسناً يا سادة، هل أنتم مستعدون لفتح أبواب عقولكم حتى نسافر إلى عوالم لم نحلم بها من قبل؟ |
| Halkbilime göre ruhlar farklı diyarlara atanmışlardır. | Open Subtitles | الأسطورة تقول إن الأرواح تذهب إلى عوالم مختلفة |
| ~Yaban diyarlara nasıl giderim | Open Subtitles | كيف استطيع الذهاب لبلد اجنبي ؟ |
| Almazlar beni de hiç yanlarına Giderken o ırak diyarlara | Open Subtitles | لم يأخذونني معهم إلى الأراضي البعيدة والبعيدة |
| Onları uzak diyarlara, nadide hazineleri aramaya gönder. Yedinci ayın sonunda dönsünler. | Open Subtitles | قم بإرسالهم إلى بلاد بعيدة يبحثون عن كنز نادر |
| Bırak uçalım uzak diyarlara. | Open Subtitles | دعنا نطير لأرض بعيدة |
| Uzak diyarlara uçan bir kuş gibiydi. | Open Subtitles | ..كانت كطائر مهاجر لأرض بعيدة |
| Ruhlar farklı diyarlara atanmışlardır. | Open Subtitles | الأرواح تنتمي إلى عوالم مختلفة |
| Diyarlar arasında yolculuk yapıyorum. Hikayelerde anlatılan diyarlara. | Open Subtitles | أنا أسافر بين العوالم عوالم الروايات |
| ~Yaban diyarlara nasıl giderim | Open Subtitles | كيف استطيع الذهاب لبلد اجنبي ؟ |
| Ama yeni diyarlara vardıklarında hiçbir yerde vaat edilmiş yiyecekler yoktu. | Open Subtitles | ولكن حينما وصلوا إلى الأراضي الجديدة، لم يكن هناك أيٌّ من الطّعام الذي وُعدوا به. |
| Sihirsiz diyarlara kapı açamaz o. | Open Subtitles | لا تستطيع فتح ممرّ إلى بلاد بلا سحر |