"doğal ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • طبيعية و
        
    • طبيعي و
        
    • أمر طبيعي
        
    • الطبيعية
        
    • و طبيعي
        
    Bu kapasiteye bir kez sahip olduktan sonra, dil üretme becerisi daha ziyade doğal ve özgür olarak geliyor. TED بمجرد أمتلاكك تلك القدرة، قابلية أن تنتج لغة تكون اكثر طبيعية و حرة.
    İnsanlar, özellikle de erkekler doğal ve normal olman nedeniyle seni daha çok sevebilir. Open Subtitles الناس, وخاصة الرجال, يجدون من السهل ان يُعجبوا بك انت, فأنت طبيعية و على طبيعتك
    Bu illetin doğal ve doğal olmayan olarak iki türü vardır. Open Subtitles ... الآن ، هناكَ نوعان من المرض غير طبيعي و طبيعي
    Her şeyi hatırlaman çok doğal ve kolay. Open Subtitles الأمر طبيعي و سهل لك لتذكر أي شئ
    Bunun sonuçlarını düşündüğünüzde, eğer bu periyodik olarak meydana gelen, doğal ve olağan yok oluşlara inanıyorsanız, türümüzü değiştirmek ahlaki bir zorunluluk oluyor. TED وبينما تفكر في عواقب هذا، إذا كنت تعتقد أن الانقراضات أمر طبيعي وشائع وعادي ويحدث بشكل دوري، سيصبح من الضرورة الأخلاقية تنويع أنواعنا.
    Mümkün olduğunca doğal ve dostane davranmaya çalışın. Open Subtitles حاولوا جعلها أمر طبيعي وودّي قدر الإمكان
    Savaş ve anlaşmazlık, fakirlik ve hastalık ve diğer doğal ve insan yapımı felaketler gibi problemler sanki hiç gitmeyecekler gibi görünür. TED بعض المشاكل مثل الحروب والصراعات، والفقر والأمراض وغيرها من الكوارث الطبيعية والبشرية تبدو وكأنها لا تزول على الإطلاق.
    Diğer suyla ilgili gösterilerle birlikte MS. 70’de eski bir gölün yerinde Kolezyum’u inşa etmeye başlayan Hükümdar Flavius Vespasian’dan doğruca yukarı doğru Roma çevresindeki doğal ve yapay su kaynaklarında düzenleniyorlardı. TED كانوا يقامون بالترافق مع مناظرات مائية أخرى على الأجسام المائية الطبيعية أو الصنيعة في أرجاء روما حتى عهد الإمبراطور فلافيوس فيسباسيان، الذي بدأ ببناء الكولوسيوم في عام 70م على موقع بحيرة سابقة.
    Her şeyin doğal ve taze olması fikri hoşuma gidiyor. Open Subtitles أَحْبُّ فكرةَ إمتِلاك كُلّ شيءِ جديد و طبيعي
    Zanaatkar işi salsa soslarımız doğal ve organik malzemelerle elde yapılıyor. Open Subtitles جميع صلصاتنا الرائعة معمولة باليد من مكوّنات طبيعية و عضوية
    Öyle. Bu tamamen doğal ve anlaşılabilir bir ilişki. Open Subtitles نعم ، علاقة طبيعية و مفهومة تماما
    Bu intikam eylemini açıkça uygun bulmasam da, böyle bir anda sanırım hepimiz bu öfkenin doğal ve anlaşılabilir bir tepki olduğunu kabul edebiliriz. Open Subtitles و بينما أشجب هذا العمل الإنتقامي بلا تحفظ, فأني أعتقد أننا كلنا نثمن, أن هذا الغضب هو ردة فعل طبيعية و متفهمة في هذا الوقت
    Rekabet doğal ve sağIıklıdır. Open Subtitles المنافسة طبيعية و صحية
    Sadece oluşmuştur ve onu elde ettiğinde artık doğal ve yapay gibi kelimelerin bir anlamı olmaz. Doğa da bizim sentezlediğimiz gibi sentezliyor fakat o bu işte bizden daha iyi. TED وهذا مجرد ما هو عليه، وما إن تحصلون عليه، فإن كلمتا "طبيعي" و "اصطناعي" لا يعنيا شيئًا مهمًا، والطبيعة تجمع هذا الجزيء كما نفعل، بإستثناء أن الطبيعة تقوم به بشكل أفضل منا.
    Darvin kadar doğal ve basit. Open Subtitles شيء طبيعي و أساسي كما أقرهُ العالِم (داروين)
    Bu, üzüntümüzün doğal ve beklenen bir parçası. TED هذا أمر طبيعي ومتوقع كجزء من حزننا.
    doğal ve mantıklı. Open Subtitles أمر طبيعي ومنطقي.
    Bünyelerinde binlerce yıllık kendi hikayelerini barındırıyorlar, ve tabii ki doğal ve insani olayları da. TED فهي تحمل في طياتها آلاف السنين من تاريخها الذاتي كما انها تحتفظ بسجلات الأحداث الطبيعية و الإنسانية
    Teklif edilen on bin metreküplük su deposu Pleasantville koruma bölgesini kurutmakla kalmayacak mahallemizin doğal ve mali sağlığını da bozacak. Open Subtitles إقتراح حجم ثلاث ملايين غالون لـ خزّان الماء لن سيُجفف فقط خزّان طريق بليزنتفيل لكن أيضاً سيشوّه الصحّة الطبيعية والماليّة لمجتعمنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more