Yaptığımız tamamen doğaldı aynen rüzgâr veya Kanadalılara güvenmemek gibi. | Open Subtitles | تعلم أن ما فعلنا كان طبيعياً جداً مثل الرياح أو السياح الكنديين. |
Bu son derece doğaldı. | TED | وكان طبيعياً تماماً |
Güzeldi ve doğaldı. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً رائعاً طبيعياً |
Ne kadar doğaldı! Çok duygulandım. Sen ne düşünüyorsun, Driscoll? | Open Subtitles | إنه طبيعى جداً ما رأيك فالحوار له نكهة الأن؟ |
O şartlar altında hata yapman çok doğaldı. | Open Subtitles | هذا طبيعى جداً تحت تلك الظروف |
Yeni keşfettiğim yetişkinliğimin verdiği cesaretle, o gece hayatımda ilk kez rom içmeyi denemek gayet doğaldı. | TED | منتشيًة ببلوغي الحديث، شعرت بأنه من الطبيعي أن أجرب شُربَ الرم في تلك الليلة أيضًا. |
Elbette Rasputia ile aramızdaki ilişki içinde... bir sonraki aşamaya geçmemiz gayet doğaldı. | Open Subtitles | بالطبع كان من الطبيعي انه انا وراسبيوشا نخطو الخطوة الثانية لعلاقتنا |
- Aramızda olanlar tamamen doğaldı. | Open Subtitles | -كل شئ كان طبيعياً بيننا |
O şartlar altında hata yapman çok doğaldı. | Open Subtitles | هذا طبيعى جداً تحت تلك الظروف |
doğaldı, sistem bu Üst Akıl bu. | Open Subtitles | إنه طبيعى إنه الكون إنه "العقل الكبير" |
doğaldı. | Open Subtitles | شئ طبيعى |
Merkezde bulunduğumuz çıkarımını yapmak gayet doğaldı. | Open Subtitles | كان من الطبيعي إفتراضُ أننا كُنا في المركز. |
Dediğim gibi, erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü bir ortamda bu kavramın doğması son derece doğaldı. | Open Subtitles | كما كنت أقول ، غالباً في مجال علم النفس ... كان من الطبيعي أن يصل إلى مصطلح قضـ... |
Bence olayı sorgulamak gayet doğaldı. | Open Subtitles | و لقد كان من الطبيعي السؤال عن ذلك. |
Sana içerlemem çok doğaldı. | Open Subtitles | من الطبيعي أن أستاء منه |