"doğduğunda" - Translation from Turkish to Arabic

• عندما ولد
• عندما ولدت
• عندما يولد
• ولادة
• عندما وُلد
• عند الولادة
• أشرقت
• عندما يأتي
• عندما تشرق
• عندما تولد
• وُلِدت
• عندما وُلدت
• عند ولادتها
• عندما ولدَ
• عند ولادتك

Ben de küçük kardeşim doğduğunda onunla tanışmak için çok heyecanlıydım.
اعلم , لم استطع الصبر حتى ارى اخي الصغير عندما ولد

Fakat annen doğduğunda, onlarla arasına mesafe koydu ama ihtiyaçlarını da karşıladı.
ولكن عندما ولدت والدتك نأى بنفسه منها ولكن تأكد من أنها قدمت

Merak etme, bebek doğduğunda, yapacak çok fazla şeyin olacak.
لا تقلق، عندما يولد الطفل سيكون لديك الكثير من المهام

Bebek doğduğunda annesinin sesini tanıyor ve bir başkasının sesi yerine kendi annesinin sesini duymayı tercih ediyor.
فبمجرد ولادة الطفل، فإنه يتعرّف على صوتها ويفضل الاستماع إلى صوتها أكثر من أي شخص آخر.

Carl'ın doğduğunda göğsüme yatırışım hâlâ gözlerimin önünde.
أذكر عندما وُلد "كارل" الصغير، وضعوه على ثديي،

Böylece ikiz kardeşim Kaesava doğduğunda büyükbamam Keshava'nın isminin telaffuz edilişi üzerinde oynama yapmaya karar verdi.
بعد ذلك عندما ولد كيشافا أخي التوأم قرر تغيير تهجئة اسم كيشافا

Küçük erkek kardeşim doğduğunda ise bir anda babamın göz bebeği konumuna gelmişti, bilemiyorum.
عندما ولد أخي الذي هو أصغر مني كان هو المفضل لأبي

Draby doğduğunda... onda bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorduk.
عندما ولد داربي علمنا أن هناك شيء غير سليم به

Üçüncü sayımız on iki: Bu sayı, büyükannem doğduğunda dünyada nüfusu bir milyon ya da daha fazla olan şehirlerin sayısı.
الرقم الثالث هو 12: هذا عدد المدن في العالم التي كان فيها مليون إنسان أو أكثر عندما ولدت جدتي.

Hastanede elimi tutan, bebeğimiz doğduğunda ağlayan bir adamdan bahsediyoruz.
انت تتحدث عن شخص أمسك بيدي في المستشفى. وبكى عندما ولدت طفلته أين كنت أنت ؟

Belki doğduğunda beyninde bir sorun vardı.
من المحتمل انك عندما ولدت كان هناك شئ خاطئ بعقلك

Karnımda bir piçin piçini taşıyorum ve doğduğunda bir evi olmayacak.
لأني حبلى بوغد من ذلك الوغد. و ليس لديه مأوى عندما يولد.

Torunum doğduğunda,... ..yeni evimizde doğacak ilk Enkaralı olacak. (E.N.: 4x07'nin başında bahsedilen halk)
عندما يولد حفيدي سيكون أول انكاران يولد في وطننا الجديد

Bakım, bebek doğduğunda kesilmez. Anne ve bebeğin sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürmeleri... …için gelecekteki sağlık sorunları... ...ile ilgileniriz...
و الرعاية لا تتوقف بعد ولادة الطفل. نحن نستمر في رعاية صحة الأم و الطفل لنتأكد من أنهم يعيشون حياة صحيّة، و ناجحة.

Oğlumuz doğduğunda, Andreas bankada hesap açmıştı.
لقد أودع إندرياس مبلغاً من المال عند ولادة أبنه

Kuzucuk'u, Rita'nın annesi Harrison doğduğunda hediye etmişti.
لامي كان هدية من والدة ريتا عندما وُلد.

doğduğunda, buna yemin etmiştim.
هذا هو الوعد الذي وعدتك به عند الولادة ، يا أبني.

Gümeş tekrar doğduğunda şehir ikiye ayrılmıştı.
وعندما أشرقت شمس اليوم التالى كانت المدينة قد انشقت نصفين

Ve bebek doğduğunda, mutluluk dolu anlar yaşarsın.
ثم عندما يأتي الطفل هناك لحظات السعادة المطلقة

Ancak güneş doğduğunda, hepimizin geri dönmesi gereken bir hayatı var.
لكن عندما تشرق الشمس لدينا جميعا حياة ينبغي ان نتعايش معها

görürsünüz. Ataerkil toplumlarda daha en başta, bir kız çocuğu doğduğunda doğumu kutlanmıyor.
كما ترون، في المجتمعات الذكورية، من البداية، عندما تولد بنت، ولادتها لا يحتفل بها.

Sen doğduğunda, ben minikler ligindeydim.
و عندما وُلِدت, كنت قد دخلت إتحاد الصغار, حسناً؟

Kızımız doğduğunda ölümü üzerinden dört ay geçmişti.
كانت قد انقضت أربعة أشهر على وفاته عندما وُلدت ابنتنا

Lux'ı doğduğunda terk ettim, Nate ve ben onu şimdi hayatımıza geri aldık.
لقد استغنيت عن لاكس عند ولادتها , ...وأنا ونايت وقد عادت الآن لحياتنا

Oğlumuz doğduğunda bunu söylemişti.
هذا ما إعتادت أن تقولهُ عندما ولدَ إبني

Kadim dostum, doğduğunda ezanın okunur, ancak namazın kılınmaz.
حاجي" صديقي، عند ولادتك فإنك تسمع صوت الأذان ولكنك لا صلوات قبل ذلك.