Onun bu gemide doğduğunu ve o zamandan beri asla ayrılmadığını sanıyorlar. | Open Subtitles | من المفروض أنه ولد على هذه السفينة ولم يغادرها منذ ذلك الوقت |
Babamın doğum gününü ve tam olarak nerede doğduğunu biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف عيد مولد والدنا والمكان الذي ولد فيه بالضبط |
Yere baktı ve küçük bir kızının olduğunu, henüz yeni doğduğunu söyledi. | TED | تدلى ببصرهِ إلى الأسفل وقال لي أنه قد رُزق بابنة ولدت تواً. |
Geçen gece, rüyamda ayaksız doğduğunu gördüm. | Open Subtitles | الليلة الماضية حلمت انها ولدت بدون أقدام. |
Van Gogh'un ucuz yağlı boya teknolojisinden önce doğduğunu düşünün. | TED | تخيلوا أن فان جوخ قد وُلد قبل أن تظهر التكنلوجيات الرخيصة للرسم بالزيت. |
Belki bir ihtimal, buradaki herhangi biri haftanın hangi günü doğduğunu biliyor olabilir mi? | TED | بالصدفة، هل يعرف أحدكم يوم الأسبوع الذي ولد فيه؟ |
Beş Noktadan gelmiş ama herkese Forest Hill'de doğduğunu anlatıyor. | Open Subtitles | أتى من فايف بيونتز لكنه يخبر الجميع أنه ولد في فورست هيلز |
Sonuçta köyden ayrıldı... kimse çocuğun doğduğunu bilmedi. | Open Subtitles | وقررت أن تمضي معه وتترك القرية ولا أحد يعرف أين ولد الطفل |
Babandan bahsediyorduk, ve babanın Pennsylvania'da 'Yeni Umut' bölgesinde doğduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | نحن كنّا نتحدّث عن أبّيك، وأنت قلت بأنّه كان ولد في الأمل الجديد، بينسلفانيا. |
1980 Haziranında doğduğunu söylediniz ama burada yok. | Open Subtitles | قلت بأنه ولد في يونيو 1980 لكنها ليست هنا |
Nerede doğduğunu, anne ve babanın kim olduğunu, kardeş sahibi misin, değil misin bilmiyorum. | Open Subtitles | و كل ما أعرف عنك هو لا شيء لا أعرف أين ولدت و أين كان أهلك هل لديك أية أخوة أو أخوات ؟ |
Bu şekilde mi doğduğunu söylüyorsun ? | Open Subtitles | إذا ً فأنت تقول بأنك ولدت هكذا لهذا السبب؟ |
Hayır,arkadaşların olarak ki, onlar senin hangi gökyüzünün altında doğduğunu önemsemiyorlar. | Open Subtitles | لا، بل كصديقهم إنهم يحبونك جداً، بغض النظر عن النجمة التي ولدت تحتها |
65'te doğduğunu biliyorum ama şarap kaliteli değildi. | Open Subtitles | أعلم أنك ولدت في سنة 65 ولكنه لم يكن مشروباً جيداً |
Donanma kayıtları ayrıca, Walter Chaco'nun 1902'de doğduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تظهر السجلات البحرية أيضا أن والتر شاكو وُلد في عام 1902 |
Sandal ağacı kokulu nehir suyunda doğduğunu bilmeden, tatlı safir, bal değmiş dili ile, ağzı açgözlü olamayacak kadar doluydu. | TED | وبأنها وُلدت في مياه نهر معطرة بخشب الصندل، ياقوتة حلوة اللسان كالعسل، كانت كثيرة جدًّا على جشعهم. |
İlk önce, insanlar sana bir dakika için çocuğunun doğduğunu söylerler ve o dakikadan itibaren, hayatının kalanı boyunca onlar için endişe edersin. | Open Subtitles | وفي مقدمتها، الناس يخبرونك في اللحظة التي يولد فيها أطفالك أنت قلقٌ من تلك اللحظة إلى بقية حياتك.. |
Bu şeyin doğduğunu öğrenirlerse oyun oynamaya başlarlar. | Open Subtitles | , إذا أكتشفوا ولادة ذلك الشيء فسيقومون بمحاولة الحصول عليه |
Sonra kamp yönetimine kamptaki 330.000 insandan kaçının kampta doğduğunu sorduğumda, bana şu cevabı verdiler: 100.000. | TED | وبعدها حين سألت إدارة المخيم كم شخصا من بين 330000 شخص في المخيم ولدوا هناك، أعطوني الجواب: 100000. |
Yıldızların doğduğunu gördük. Onların öldüğünü de gördük. | Open Subtitles | لقد راينا النجوم وهي تولد ولقد رأينا النجوم وهي تموت |
Ee, neredeydik? Bana nerede doğduğunu mu anlatacaktın? | Open Subtitles | والآن أين توقفنا كنت ستخبريننى أين ولدتِ |
Hangi tarihte doğduğunu ya da o tarihte nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفي تاريخ ميلاده او اين كنتي في ذلك اليوم ؟ |
Güneşin her sabah olduğu gibi yine doğduğunu duyduk. | Open Subtitles | سمعنا أن الشمس أشرقت كالعادة هذا الصباح |
doğduğunu kesin duymuştu. Yeni babaların kolay hedef olacağını düşünmüş. | Open Subtitles | بالتأكيد سمع قصة مولدكِ وافترض أن الآباء الجدد يكونون أهدافاً سهلة |