"doğdukları" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولادتهم
        
    • ولدوا
        
    • موطنهم
        
    • وُلدوا
        
    • مسقط
        
    • منذ الولادة
        
    doğdukları andan kendi başlarına kalacakları ana dek 12 güne ihtiyaçları var. TED انهم بحاجة فقط 12 يوما من لحظة ولادتهم حتى يمكنهم الاعتماد على انفسهم
    Ve sonraki dolunay gecesinde merasim sularını içtikten sonra iki delikanlı, doğdukları topraklardan ayrıldılar ve cesur yürekleriyle, yolculuklarına başladılar. Open Subtitles و في ليلة اكتمال البدر بعد ان قاموا بشرب اخر كوب من الماء بالمهرجان الشابين قد تركوا مكان ولادتهم
    Eminim ki, doğdukları yere geri dönmek istiyorlar. Open Subtitles ..أنا متأكد من أنهم يريدون العودة إلى مكان ولادتهم
    Senin baban, tüm babalar, doğdukları gün oğullarına bunu öğretiler, Open Subtitles أبوك، كل الآباء علموا أبنائهم هذا من يوم ما ولدوا
    Uterustayken öğrendikleri dünya ile doğdukları dünya aynı değildi. TED العالم الذي تعلموه بينما كانوا في الرّحم لم يكن أبدا يُشبه العالم الذي ولدوا فيه.
    Kıyılarda yer alan avcıları geçtikten sonra doğdukları ırmağa varmalarını engelleyecek çok az şey vardır. Open Subtitles بمجرّد اجتيازهم هؤلاء المفترسون الساحليون فلا يمنعهم من وصول نهر موطنهم شيء
    Efsaneye göre, o kadar kötü olarak doğuyorlarmış ki doğdukları gece anne-babalarını öldürüyorlarmış. Open Subtitles تقول الأسطورة إنهم وُلدوا أشراراً للغاية لدرجة أنهم قتلوا آبائهم فى ليلة ميلادهم
    Bu insanlar doğdukları yerden bir günlük yürüyüş mesafesinden uzağa hiç gitmediler. Open Subtitles هؤولاء القوم لم يبعدوا قط مسافة المشي لمدة يوم عن مسقط رؤوسهم
    Birçok sıradan insan, doğdukları andan itibaren bile başvursalar, Open Subtitles عامة الناس، حتي وإن طلبوا الإنظمام إليها عند ولادتهم
    doğdukları andan itibaren, dünya onları hemen geri almaya çalışıyor. Open Subtitles من لحظة ولادتهم إلى هذا العالم العالم يحاول إعادتهم
    Naziler gelip doğdukları zaman yavruları annelerinden alıp uzaklara mı götürüyorlar? Open Subtitles النازيون يدخلون فحسب و يأخذون الأطفال من أمهاتهم بعد ولادتهم
    Öylesine kararlı ve saldırgan bir soy ki ana rahminin içinden kendi annelerini yiyerek doğdukları söylenir. Open Subtitles من سلالة عنيدة وخبيثة وكما يقال فهم يتغذون على أمهاتهم قبل ولادتهم وهم بداخل الرحم
    Bu tarzda en sevdiğim çalışma ise hamileliği süresince belli bir diziyi her gün izleyen kadınların bebeklerinin doğdukları zaman o programın reklam müziğini hatırladığının gösterildiği çalışmadır. TED تجربتي المفضلة من هذا النوع كانت التي أظهرت أن الأطفال الرضع الذين كانت أمهاتهم تشاهدن مسلسلا معينا يوميّا خلال فترة الحمل تمكّنوا من التعرف على أغنية ذلك المسلسل بعد ولادتهم.
    Anne iki ay kadar önce karın altında, sağır ve kör doğan yavruların, doğdukları günden beri bildikleri tek besinle, süt verme vaadiyle âdeta baştan çıkarıyor. Open Subtitles الآن هي تغريهم باللبن... الطعام الوحيد الذي يعرفه الجراء منذ ولادتهم... ...
    Tıpkı Banaz gibi, bu genç adamların, aileleri ile doğdukları ülkeleri arasındaki boşlukları doldurmaya çalışırken parçalandıklarını gördüm. TED أشخاصًا مثل باناز، لقد وجدت أن هؤلاء الشبان مدمّرين من محاولة سد الثغرات بين أسرهم والبلدان التي ولدوا فيها.
    Irk ayrımı ve doğdukları ailelerin durumlarını gözetmeksizin. TED بعض النظر عن العرق ووضع العائلات التي ولدوا فيها.
    İlk jenerasyon bioroidlerin burada doğdukları doğru mu gerçekten? Open Subtitles هل من الحقيقي ان الجيل الاول من البيورياد قد ولدوا في مركز الابحاث هذا الذي نقصدة ؟
    Efsaneye göre, o kadar kötü olarak doğuyorlarmış ki doğdukları gece anne-babalarını öldürüyorlarmış. Open Subtitles الأسطورة تقول أنه ولدوا شريرين و قد قتلوا أهلهم في الليلة التي ولدوا فيها
    Ancak ileride bir gün, Yahudilerin bu doğdukları yere geri dönecekleri kehanetinde bulunmuş. Open Subtitles لكنه تنبأ انه في يوم من الايام سيعود اليهود الي موطنهم.
    Kutup ayısı yavruları doğdukları inden Arktik ilkbaharında dışarıya çıktıklarında hava eksi 40 derece olabiliyor. Open Subtitles قد تبلغ الحرارة 40 درجة مئوية تحت الصفر عندما تظهر دياسم الدب القطبي في مستهل ربيع القارة الشمالية من عرائنهم حيث وُلدوا
    Birçok akarsu ve çay üzerinden doğdukları yere geri dönüyorlar. Open Subtitles يشقّون طريقهم عودة إلى مسقط رأسهم في إحدى أنهارها وجداولها العذبة
    Başlarına ne geldiğini anlamayacaklar. Kaderleri doğdukları anda yazılmıştı. Hepsi birer kuklaydı. Open Subtitles لن يعرفوا ما سيصيبهم ولكن مصيرهم محتوم منذ الولادة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more