Bak, bana karşı ne hissediyorsan hisset... ama yapılacak doğru şey bu... | Open Subtitles | ... انظري, مهما كان شعورك نحوي هذا هو الشيء الصحيح فعله ... |
Artık birlikte yaşadığımıza göre, yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | بما أننا سنعيش مع بعض الآن هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي فعله |
Yardım etmeye gider, ama sırf doğru şey bu olduğu için değil, aynı zamanda, affetmesini istemek için en iyi yolun bu olacağını düşündüğünden. | Open Subtitles | .. وستذهب لمساعدتها .. ليس فقط لأن هذا هو الصواب ولكن لأنها الطريقة الوحيدة التي .. تستطيع أن تفكر فيها |
Yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | -أنصحك بشدة أن لا تفعل . هذا هو الصواب كي أفعله. |
Yapılması gereken en doğru şey bu ve bunu da biliyorsunuz. | Open Subtitles | أن هذا الشيء الصحيح لفعلة ، وأنتم تعلمون هذا |
Yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | إنّه الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
- Hayır, yapmamız gereken doğru şey bu olduğu için. - Evet, aşıksan belki. | Open Subtitles | لا ، لكن بسبب أنها الشئ الصحيح الذي يجب أن نفعله |
Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله |
- Hizmetçi bunu bize verdi. Yine de ona bahşiş vermelisin. Yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | قامت الخادمة بإعارتنا هذه لا زال عليكِ منحها نفحة فهذا الأمر الصائب فعله |
Ama yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | ولكن هذا هو الشيء الصحيح الذي علينا فعله |
Yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | لأنه هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله |
Ama bir baba olarak söylüyorum ki yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | ولكن باعتباره الأب، أنا أقول لك، هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
Burada yapılacak en doğru şey bu. Geri öde çünkü bana borçlusun. Anladın mı? | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح الذي ستفعله هل فهمت هذا؟ |
Fakat şu an, yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | لكن هذا هو الشيء الصحيح الذي يجب أن أفعله الآن |
Çünkü yapılacak en doğru şey bu olurdu. | Open Subtitles | لأن هذا هو الصواب |
Ayrıca zaten doğru şey bu. | Open Subtitles | بالإضافة لأن هذا هو الصواب. |
Bak yapılacak en doğru şey bu. Köpeği Robert'a ver. | Open Subtitles | هذا هو الصواب اعط هذا الكلب لـ(روبرت) |
Nick, belki de yapılacak doğru şey bu değildir. | Open Subtitles | نيك، ربما ليس هذا الشيء الصحيح لتفعله |
Yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | إنّه الشيء الصحيح |
- Yapılacak doğru şey bu gibi gelmişti, anlarsın ya. | Open Subtitles | إنه الشئ الصحيح الذي كان يجب أن أفعله |
Ama bir baba olarak söylüyorum ki yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | لكن كـ أب أنا أخبرك، أنه الأمر الصواب لفعله |
Yapılması gereken doğru şey bu sandım. | Open Subtitles | أعتقدت أنّه الأمر الصائب الذي علي أن أقوم به |
Açıkçası bu durumda yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | في هذه الحالة، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله |