Bir trafik kamerası sahile doğru giderken tesbit etmiş. | Open Subtitles | إحدى كاميرات المرور التقطته متجهاً نحو الساحل |
Kasabanın dışında. 15. yolda Güneye doğru giderken. | Open Subtitles | خارج البلدة ، متجهاً للجنوب على الطريق 15 |
Kasabanın dışında. 15. yolda Güneye doğru giderken. | Open Subtitles | خارج البلدة ، متجهاً للجنوب على الطريق 15 |
Trafik kameraları, gece yarısı Kingsway civarında batı sahiline doğru giderken babanın arabasını görüntülemişler. | Open Subtitles | الكاميرا المرورية عند" كنغزوي" سجلت سيّارة أباكِ متجهاً إلى الشاطئ بمنتصف الليل، ثمّ عاد بعد بضع ساعات. |
Kendini nahoş bir düşünce treninde kilitli bulduğunda çığlık atmanın kaçınılmaz olduğu, geçmişindeki yerlere doğru giderken şunu hatırla, delilik daima orada durmakta. | Open Subtitles | لذا عندما تجد نفسك محبوساً في سلسلة أفكار غير سارة متجهاً لأماكن بماضيك حيث الصراخ فيها لا مفر منه تذكر هذا، هناك دائماً الجنون |
- Hayır, fırsat olmadı. Ben kapıya doğru giderken Henry birden dışarı çıktı. | Open Subtitles | -لا , لم أحصل على فرصة , كنتُ متجهاً نحو بابها عندما خرج "هينرى" فجأةً . |
Memur West, hedef beyaz bir Porsche içinde, caddeden 18. Sokak yönüne, doğuya doğru giderken saptandı. | Open Subtitles | "أيّها الضابط (ويست)، شوهد الهدف متجهاً شرقاً في الطريق 18 نحو جادة الفنون..." |