Hapisteyken avukatının seni ziyaret ettiğinde sana masum olduğunu ispat etmek istediğini söylediğinde avukatını gönderip hücrene geri döndüğünün doğru olup olmadığını sordu | Open Subtitles | لقد أراد معرفة صحة أن محامية زارتك بالسجن وأخبرتك بأنها ترغب بإثبات برائتك فتركتها وذهبت إلى زنزانتك |
Ve bu her kimse bu söylentilerin doğru olup olmadığını belirlemek için gönderildi. | Open Subtitles | ، وأيا كان ذلك الشخص فقد تم إرساله من أجل معرفة صحة تلك الشائعات |
- Şayet Lucas buradaysa , ona bunun doğru olup olmadığını sorarmısın | Open Subtitles | إذا كان لوكاس هنا , اسأليه إذا كان ذلك صحيحاً |
Asla bunun doğru olup olmadığını bilemeyeceğim, ama kendimi savunamayacak kadar korktuğumu biliyorum. | Open Subtitles | لن أعلم أبداً ما إذا كان ذلك صحيحاً و لكنني أعلم بأني كنت خائفاً من الدفاع عن نفسي |
doğru olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | . لا أعلم أهذا حقيقى أم لا |
doğru olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | . لا أعلم أهذا حقيقى أم لا .أنا ... |
Vay, doğru olup olmadığını öğrenmeyi çok isterdim. Doris, belki bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | مخيفين ، و أود معرفة إذا كان ذلك صحيحاً أقول يا (دوريس) ، ربما يمكنكِ مساعدتي |