Bence... yaşanan bu aksiliklere rağmen... proje hala doğru yönde yol alıyor. | Open Subtitles | لا، بالرغم من هذه النكسات الواضحة، هذه النموذج يتجه في الإتجاه الصحيح. |
İyi bir gecede, sanırım başıma gelenin en iyisi buydu, doğru yönde 11 mil ilerledim. | TED | فى الأحوال الجيدة و فى أحسن الأحوال أنجرف بمقدار 11 ميل فى الإتجاه الصحيح |
doğru yönde güzel, ufak bir dürtmenin zararı olacağını sanmam. | Open Subtitles | لا أظن أن دفعة بسيطة . في الاتجاه الصحيح ستضر |
Yani insanların bu bölgeyi oluşturma, inşa etme ve temel kuralları koymaya yardım etmelerini teşvik etmek doğru yönde ilerlemeyi sağlıyor. | TED | لذلك الحوافز التي تساعد الناس على بناء هذه المنطقة وبناءها ، ووضع القواعد الأساسية ، لتسير في الاتجاه الصحيح. |
Belki ama en azından doğru yönde hareket ediyormuş. | Open Subtitles | حسنا ربما, ولكن على الأقل حاول المشي في الطريق الصحيح |
Bu yüzden, sadece bir kaç yüz metre öteye gitse bile gözden rahatlıkla kaçırabilir. Hepsini doğru yönde diziyor, | Open Subtitles | وحتى لو كانت بعيدة بعدة مئات من الامتار يُمكن أن تفقده إنَّها تُعِدُّ نفسها بالاتجاه الصحيح |
Sadece, doğru yönde olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أتأكد من أنك تسير في الإتجاه الصحيح |
Ben de doğru yönde birkaç soru sorarım diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد قمت برمي بعض الأسئلة في الإتجاه الصحيح |
doğru yönde ilerlediğimiz kesin ama ne kadar kaldığını söylemem mümkün değil. | Open Subtitles | .نحن بالتأكيد نمشي صوب الإتجاه الصحيح .ولكن لا يمكنني الجزم كم المسافة أمامنا |
Belki en iyi teşhisleri sayılmaz ama doğru yönde bir adım atıldı. | Open Subtitles | ، ليس أفضل التشخيصات . لكنّها خطوة ناحية الإتجاه الصحيح |
Sadece küçük bir dürtmek, doğru yönde ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنها فقط بحاجة لدفعة بسيطة في الإتجاه الصحيح. |
Limo da ters oturdum, bu sayede külotum doğru yönde ilerliyordu. | Open Subtitles | أمم، لقد ركبت الليموزين بالعكس وفي الحقيقة كانت ملابسي الداخلية في الاتجاه الصحيح |
Sonunda hayatımın doğru yönde ilerlediğini hissediyorum. | Open Subtitles | انا أحب ما أقوم به، يا رجل أشعر اخيرا أن حياتي تتحرك في الاتجاه الصحيح |
doğru yönde olduğumuzun kanıtı. Denizde ölmeyeceğimizin kanıtı. | Open Subtitles | يثبت بأننا في الاتجاه الصحيح يثبت بأننا لن نموت في عرض البحر |
En azından doğru yönde ilerlemiyordu. | Open Subtitles | أو على الأقل التي لا تمضي في الاتجاه الصحيح. |
En azından doğru yönde çırpınıyoruz. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل نحن الانزلاق في الاتجاه الصحيح. |
Zaten doğru yönde ilerliyorsun, üstelik senin şu alet çalışmıyor olmasına rağmen. | Open Subtitles | لقد بدءت بالفعل ان تتجه الى الطريق الصحيح, حتى هذا الجهاز اليدوي هناك لم يعد يعمل |
Bunu doğru yönde kullanırsanız insanlar sizi kahraman olarak görür. | Open Subtitles | لو وجهتي هذا إلى الطريق الصحيح سيراكي الناس كبطلة |
Sanırım tek başına olmak istemesi doğru yönde bir adımdı. | Open Subtitles | حسنٌ، أظنّ أنّ ذهابها لوحدها هي خطوة بالاتجاه الصحيح. |
Ancak her şey tam da doğru yönde gidiyormuş gibi görünürken devlet Mai Wiru'ya verdiği maddi desteği kesti. | Open Subtitles | ولكن حينما كان كل شيء متجه نحو الأتجاه الصحيح الحكومة قطعت التمويل لـ ماي يورو |
Vay be! Gerçekten büyük bir adım. En azından ikimiz için doğru yönde. | Open Subtitles | يا إلهي، هذه خطوة كبيرة لكلانا، فهي تسير بالإتجاه الصحيح |