doğrulamak için daha fazla test yapıyoruz, ama sonuçlar iyi görünmüyor. | Open Subtitles | نجري المزيد من التحاليل لتأكيد الأمر لكن الأمر لا يبدوا جيدا |
Olay yerindeki teşhisimi doğrulamak için zaman sınırımız olduğundan beri. | Open Subtitles | حسناً، لأنّ لدينا موعد أخير لتأكيد تشخيصي في مسرح الجريمة. |
Aynen. Olayı doğrulamak için Sahil Güvenliği, ve bir demeç almak için de seyahat acentesini ara. | Open Subtitles | بالطبع, أتصلي بخفر السواحل لتأكيد الأمر وكذلك للبحرية للأستبيان |
Sevgilisinin Irak'a gönderildiğini doğrulamak için Kara Kuvvetleri Suç Araştırma'yı aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بالجيش للتأكد من أن صديقها تم نقله من العراق |
doğrulamak için ultrason yap, sonra da Chase'e söyle böbreği yerine koysun. | Open Subtitles | قوموا بفحص صدى للتأكيد ثم أخبروا تشايس أن يعيد الكلية إلى الرف |
Gecikme için özür dilemekle birlikte, bazılarınızın fark etmiş olacağı gibi bize sunulmuş olan iki şişenin gerçekliğini doğrulamak için sezyum testi yapmamız gerekti. | Open Subtitles | نعتذر عن التأخير ولكن كما تعلمون كان علينا إجراء اختبار السيزيوم للتحقق من صحة |
Sonuçlarını doğrulamak için sadece gerekli olanı alacak. | Open Subtitles | أحصل على ما يكفي لأتحقق من نتائجه |
-4 saatte bir. Ciğerleriyle ilgilenirken biyopsi de yap. Wegener'i doğrulamak için ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | و أنتم برئتيه أحضروا نسيجاً للفحص سنحتاجه لتأكيد مرض ويجنر |
Pekala, kurbanın kimliğini doğrulamak için parmak izini araştırdım. | Open Subtitles | حسنا، ركضت يطبع لدينا مركز فيينا الدولي لتأكيد معك بطاقة تعريف |
Beni yemek planlarımı doğrulamak için mi çağırdın? | Open Subtitles | هل استدعيتني إلى هنا لتأكيد مشاريع غدائي؟ |
Uzun QT'yi doğrulamak için hastanın ödünü koparın. | Open Subtitles | أخيفوا المريضة حتّى الموت لتأكيد عودة الاستقطاب الممتدة |
Uzun QT'yi doğrulamak için hastanın ödünü koparın. | Open Subtitles | أخيفوا المريضة حتّى الموت لتأكيد عودة الاستقطاب الممتدة |
doğrulamak için arıyorum. Sekiz buçukta, senin sınıfta değil mi? | Open Subtitles | أنا أتصل لتأكيد الموعد، الثامنة والنصف مساءً، في فصلك؟ |
Ceset olmadan ölümü doğrulamak için ne kadar kan kaybı olmalı? | Open Subtitles | لتأكيد وفاة دون وجود جثة كم كمية الدماء التي يجب أن نجدها؟ |
Karpal tüneli doğrulamak için bazı testlere girmeni sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أجعلك تخضعي للفحوصات للتأكد من حالة رسغك |
Bizimkiler ölü sayısını doğrulamak için gittiğinde onun birkaç arkadaşının kalıntılarını bulmuşlar. | Open Subtitles | و عند ذهاب رجالنا للتأكد من الضحايا وجدوا بقايا عدد من رفاقه |
Ses hızını aşıp aşmayacaklarını göndermeden simule etmek için RockSim'i kullanıyorum, ve performanslarını doğrulamak için üzerindeki bilgisayarlarla uçuruyorum. | TED | أستخدم روك-سم لمحاكاة الرحلات لأرى إن كانت ستتعدى سرعة الصوت أم لا ثم أطلقها بحاسبات داخلية للتأكد من أدائها |
doğrulamak için LP yapmak mı istersin yoksa duyduğun suçluluk tekrar ilaç yazmaya başlamana yetti mi? | Open Subtitles | أتريدُ بزلاً قطنياً للتأكيد أم أنّ الذنب عرضٌ كافٍ للبدء بالعلاج؟ |
Tedavi için immün baskılayıcılar ve plazmoferez doğrulamak için de böbrek biyopsisi yapın. | Open Subtitles | عالجوها بمثبطات المناعة وتصفية البلازما وخزعة من الكلى للتأكيد |
Tedavi için immün baskılayıcılar ve plazmoferez doğrulamak için de böbrek biyopsisi yapın. | Open Subtitles | عالجوها بمثبطات المناعة وتصفية البلازما وخزعة من الكلى للتأكيد |
Arada sırada davadan önce ifadeleri doğrulamak için kullanırız. | Open Subtitles | نحن أحياناً نستعين بهم للتحقق من الأقوال قبل الذهاب للمحكمة |
Ama doğrulamak için göldeki kliniği arayacağım. | Open Subtitles | -لكن سأتصل بالعيادة لأتحقق من أقواله |