doğrulanmamış raporlar, mürettebatın bir kısmının kurtarıldığını gösteriyordu. | Open Subtitles | أشارت تقارير غير مؤكدة إلى أنه تم إنقاذ بعض أفراد الطاقم |
Bunun farkındayım. Eğer henüz doğrulanmamış bir askeri güce dayalı olarak fazladan bir oya daha sahip olmalarına izin verirsek, konsey Gerak'ın kontrolüne geçecek. | Open Subtitles | إذا سمحنا لهم بصوت واحد بناءً على قوة عسكرية غير مؤكدة.. |
Burası Dünya Ticaret Merkezi ve elimize, bu sabah Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kulelerinden birine, bir uçağın çarptığı yönünde henüz doğrulanmamış bilgiler geçti. | Open Subtitles | ذلك مركز التجارة العالمى ونحن لدينا تقارير غير مؤكدة هذا الصباح أن طائرة صدمت أحد برجى مركز التجارة العالمى |
Burada, Pentagon'da ikinci bir patlamaya ilişkin doğrulanmamış söylentiler vardı, bunu doğrulamamıştık, ama yine de-- | Open Subtitles | كانت هناك تقارير غير مؤكدة تتحدث عن أنفجار ثانى هنا في وزارة الدفاع الأمريكيةِ، نحن لم نتأكد من ذلك بعد |
doğrulanmamış haberlere göre hızla kötüleşen durum içinde her iki taraf da kan dökmekte. | Open Subtitles | هناك أيضا تقارير غير مؤكدة أن المذابح ترتكب من الجانبين في تأزم سريع للأحداث |
- doğrulanmamış görgü tanığı raporları. | Open Subtitles | ولدى شرطة الولاية 30 أو 40 تقريراً عن مشاهدة غير مؤكدة. |
Şikago Emniyeti'nin bir şüpheliyi gözaltına aldığına dair doğrulanmamış bir haber aldık. | Open Subtitles | هناك تقارير غير مؤكدة تشير أن شرطة شيكاغو تحتجزت مشتبهاً به |
Az önceyse elimize ordu harekatı hakkında henüz doğrulanmamış bir haber geldi. | Open Subtitles | والأن نحن نسمع أنباء غير مؤكدة عن تحرك الجيش. |
Saldırının bombalı araçlarla yapıldığına dair doğrulanmamış bilgiler var. | Open Subtitles | ثمة تقارير غير مؤكدة حالياً، بأن هذه الإنفجارات وقعت بفعل سيارات مفخخة |
O dönemde bütün çabamı ortaya koydum. doğrulanmamış bir dedikodu yüzünden bütün emeklerim heba oldu. | Open Subtitles | جهودي كلها ذهبت سدى، بسبب شائعة واحدة غير مؤكدة. |
Alman birliklerinden doğrulanmamış haberlere göre keskin nişancılar... | Open Subtitles | وصلتنا تقارير غير مؤكدة عن تواجد قوات ألمانية وقناصين محترفين |
- Onlar mı? - doğrulanmamış raporlara göre şüphelinin yanında bir daha var... bir erkek. | Open Subtitles | ـ تقارير غير مؤكدة أفادت أن المُشتبه بها مع شخص رجل |
Hepsi doğrulanmamış dedikodu ve komplo teorileri. | Open Subtitles | إنها مجموعة من نظريات المؤامرة و غير مؤكدة. |
Özerk Gezegenler Birliğinden gelen doğrulanmamış haberler, | Open Subtitles | تقارير غير مؤكدة من داخل جامعة العالمينَ الذاتية |
Mikkei istihbaratı, Ferrous'un yeni bir filo kurduğuna dair doğrulanmamış raporları araştırıyordu. | Open Subtitles | ومازالت المخابرات ميكي تحقق تقارير غير مؤكدة بأن شركة فيروس تقوم ببناء أسطول جديد بالكامل. |
Tekrar ediyorum, elimizdeki doğrulanmamış haberlere göre... Basın odasına haber verin. | Open Subtitles | ... أكرر، لدينا تقارير غير مؤكدة إطلب الصحافة. |
doğrulanmamış bilgilere göre, Dünya kökenli olmayan bir beden. | Open Subtitles | "تقارير غير مؤكدة تقول بأن الجثة لكائن فضائي" |
Ancak, Batı Tazmanya'da doğrulanmamış görüntüler gerçekte bu kaplanın soyunun tükendiği üzerine şüpheler uyandırmakta-- | Open Subtitles | ومع ذلك , مشاهدات غير مؤكدة فى تثمانيا الغربيه في الواقع , النمر انقرض ... |
doğrulanmamış kaynaklara göre bu tanığın suç ve taraflar hakkında ayrıntılı bilgisi var. | Open Subtitles | "مصادر غير مؤكدة من الداخل تقول أن هذا الشاهد" "صرح بمعلومات عن تلك الجريمة" " و عن الأطراف المعنية" |
doğrulanmamış kaynakların iddialarına göre, şüpheli kişinin Emniyet Müdür Yardımcısı Mike Dryden olduğu öne sürüldü. | Open Subtitles | لكن مصادر غير مؤكدة تقول " بأن المتهم الأخير هو نائب رئيس المحققين " مايك درايدون |