"doğrular" - Translation from Turkish to Arabic

    • يؤكد
        
    • سيؤكد
        
    • تؤكد
        
    • يُؤكد
        
    Bu da olay yerinde bulunan silahın cinayet için kullanıldığını doğrular... Open Subtitles هذا يؤكد السلاح الذي وجد في المشهد الذي إستعمل لقتل هذه
    Bir ara orada yaşamış olsa dahi, annenin hikayesini doğrular. Open Subtitles لو كان قد أقم هناك لقترة فهذا يؤكد كلام والدتك
    Veya onun hakkında beceriksiz ve yalancı şeklinde dediğimizi, o en derin duygularımızı doğrular nitelikte mi olacak? Open Subtitles أو يؤكد أعمق شكوكنا بشأن وحشيته وعدم كفائته ؟
    Sana kimin kazanacağını söylerim... ama bu sadece benim teorimi doğrular... senin için para kazanmanın... benden daha önemli olduğu teorimi. Open Subtitles اسمع، سأخبرك بمن سيفوز بالبطولة إن أردت منّي ذلك، ولكن ذلك سيؤكد نظريتي بأن كسب الأموال أهم منّي عندك.
    Çünkü bu terapimde üzerinde çalıştığım her şeyi doğrular. Open Subtitles لأن هذا سيؤكد كل شيء عملت عليه في العلاج النفسي
    Crohne'un Başbakanla görüştüğü bilgisini aldığımızı söylesek bunu doğrular mısınız? Open Subtitles هل لك أن تؤكد اذا كان كرون يلتقي برئيسة الوزراء؟
    İnsanların ön yargılarını doğrular nitelikte söylentiler milyonlarca insana arasında yayılmış ve inanılır hale gelmiş durumda. TED الشائعات التي تؤكد تحيّز الناس يتم تصديقها الآن وتنتشر بين ملايين الناس
    Uşaklar bunu doğrular. Open Subtitles كنت بالبيت أي واحد من الخدم يمكن أن يُؤكد ذلك
    Pekâlâ, bu Bodnar'la beraber çalıştıklarını doğrular. Open Subtitles حسنا,هذا يؤكد أنه و بودنار كانا يعملان سويا
    Sınırların kapatılması da olayların ciddiyetini doğrular nitelikte. Open Subtitles و الإغلاق المفاجئ للحدود يؤكد مدى خطورة الموقف.
    Bu fikrimizi doğrular. Open Subtitles أذا,هذ يؤكد الامر. أنه سيأتى للزفاف
    Merrill hastaneye gider, sahte kimliği doğrular. Open Subtitles يظهر (ميريل) في المشفى و يؤكد الهوية الخاطئة
    Lenf kanserini de doğrular. Open Subtitles يؤكد الورم اللمفاوي
    Şey, burada yatması bunu doğrular gibi. Open Subtitles حسنا تواجده هنا يؤكد ذلك
    MR bunu doğrular. Open Subtitles و رنين مغناطيسي قد يؤكد ذلك
    Bunun gibi bir hareket Canterbury'nin Mars tarafından yok edildiğini doğrular. Open Subtitles أى تصرف كهذا سيؤكد فقط على أن سفينة " كانتربيري " تم تدميرها من قِبل المريخ
    Kızınızı Justin öldürdüyse soruşturmamız bunu doğrular. Open Subtitles إن كان (جاستن) قتل إبنتك تحقيقنا سيؤكد هذا فقط
    Belgeler daha önce de birçok doktorun Yiyecek ve İlaç Dairesi'nin şu anki yöneticisinin söylediklerini doğrular nitelikte. Open Subtitles عن صناعة التبغ طفت على السطح مؤخرا وثائق تؤكد مايقوله جراح أمريكي سابق والرئيس الحالي
    Belgeler eski Sağlık Bakanı ile Yiyecek ve İlaç Dairesi'nin... şu anki yöneticisinin söylediklerini doğrular nitelikte. Open Subtitles وثائق تؤكد مايقوله جراح أمريكي سابق والرئيس الحالي منظمة الأغذية والأدوية
    Bunun gibi bir hareket Canterbury'nin Mars tarafından yok edildiğini doğrular. Open Subtitles هذا الأمر يُؤكد فقط أن سفينة " كانتربيري " تم تدميرها من قِبل المريخيون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more