"doğruluk kılıcı" - Translation from Turkish to Arabic

• سيف الحقيقة
• سيف الحق

O kadar D'Haran askeriyle Mord-Sith ile ve Rahl'ın kendisiyle savaştıktan sonra Doğruluk Kılıcı'nı bir çift suçluya kaptırdığıma inanamıyorum.
"لا استطيع تصديق انه بعد قتال فرق "الدهارن و "موردسيث" و "رال" نفسه .افقد سيف الحقيقة علي يد مجرمين تافهين

Doğruluk Kılıcı'nın gücünü kendi çıkarları için kullanabilsin diye genç bir köylüyü kutsamamı istemesi konusunda mı?
بشأنالشابالعاشقلها ، أرادتنى أن أرتاد ذلك الدرب. حتى تتمكنّ من أستخدام سيف الحقيقة بالوكالة؟

Doğruluk Kılıcı'nı eline almadan çok önce bile sen Arayıcı'ydın.
أنتَدائماًما كنتالباحث، قبل أن تحمل سيف الحقيقة بأمدٍ بعيدٍ.

Doğruluk Kılıcı hemen hemen her şeyi kesebilir. Kocana yılan sarmaşığını öldürmesinde yardım edebilirim.
أتعلمين, سيف الحقيقة يمكنه قطع أيّ شيء يمكنني مساعدة زوجكِ لقتل الثعبان.

Bu Doğruluk Kılıcı. Başka birinin elinde, bu sadece bir parça çeliktir.
هذا هو سيف الحق في يدي أي شخص، هو مجرد قطعةً من الحديد

Sonra da bana kaderimin, D'Haranların lideri olan Darken Rahl'ı öldürmek olduğunu anlattın ve Doğruluk Kılıcı'nı verdin.
وبعد ذلك اخبرتني ان قدري هو ان اقتل "داركن رال" زعيم "الدهارن". ثم اعطيتني سيف الحقيقة.

Arayıcı'dan Doğruluk Kılıcı'nı çalmak mı?
تريد سرقة سيف الحقيقة من الباحث؟

Büyücüyü, Doğruluk Kılıcı'nı ve pusulayı Yeraltı Dünyası'na gönder.
"ببساطة، سلمّيالعرّاف"للعالمالسفلي، وبرفقته سيف الحقيقة ، و البوصلة.

Bu, Doğruluk Kılıcı.
ها هو سيف الحقيقة.

Doğruluk Kılıcı gazabını besledi.
سيف الحقيقة يشتد سحرة بالغضب.

Doğruluk Kılıcı, Midlands'taki en kıymetli eşyadır.
سيف الحقيقة يعتبر اغلي شيء

Bence aptal başbüyücü Doğruluk Kılıcı'nı yanlış çocuğa verdi.
أظنّأنذلكالأحمقمنالمربتةالأولى ، أعطى "سيف الحقيقة" بالخطأ إلى ذلك الفلاّح. -هذا ما أظنه .

Ama sonra sen bu karışıma Doğruluk Kılıcı'nın büyüsünü ekledin. O da sirkeydi.
سيف الحقيقة إلى التخمير وذلك

Peki o zaman Leo, Doğruluk Kılıcı'nı nasıl taşıyacaktı?
كيف لـ(ليو) أنّ يحمل سيف الحقيقة حينذاك ..

Ama Doğruluk Kılıcı'nı Richard'dan başka birinin kullanması zorunluysa bu kişinin Leo olmasına memnunum.
(لكنلوأيّأحد بخلاف(ريتشارد، تحتم عليه تسلـُّم سيف الحقيقة. فأنا مُمتنة أنـّه (ليو).

Ben Arayıcı'yım. Bak, Doğruluk Kılıcı.
أنا الباحث، أنظر ، هذا "سيف (الحقيقة)".

Doğruluk Kılıcı.
سيف الحقيقة

Bize senin adına Doğruluk Kılıcı kullanan bir melek gönderdin.
أرسلت لنا ملاكا شاهرا سيف الحق باسمك

Doğruluk Kılıcı!
سيف الحق