Yıllarca izole yaşaması doğruyla yanlışı ayırt etmesi için gereken yeteneği edinmesini engellemiş. | Open Subtitles | السنوات التي قضاها في عزلة لم تجعله يتسلّح بهذه الأشياء خاصّة الحكم على الخطأ من الصواب. |
doğruyla yanlışı ayırt edemez. | Open Subtitles | في عالم تنقلب فيه موازين الصواب والخطأ على عقبيها |
-Sen iyi bir iş çıkardığını, onlara doğruyla yanlış arasındaki farkı öğrettiğini san ve karşılığı işte bu! | Open Subtitles | تظن أنك قمت بعمل جيد تعتقد أنك علمت أبنائك الفرق ما بين الصواب و الخطأ و هذا ما تحصل عليه |
Trajedi sonrası baskın bir rol modelini idolleştirmek doğruyla yanlışı ayırt etmeyi zorlaştırabilir. | Open Subtitles | محبة قدوة مسيطرة في صحوة مأساة قد تجعل الخط بين الخطأ والصواب ضبابي |
Deli olan birisi, doğruyla yanlış arasında fikir beyan edemez. | Open Subtitles | الجنون يعني انني لا اميز بين الصح والخطأ. |
Fakat önemli olan, görevini yaptığından o, doğruyla yanlışı ayırt edebilecektir. | Open Subtitles | لكن الغاية هي ، سيعرف الصواب من الخطـأ ، لأنك أنجزت عملك |
doğruyla yanlışı ayırmayı öğrenmek sandığın kadar zor değil. | Open Subtitles | انه لَيسَ صعب كما تَعتقدُ ان تتَعَلّم الصواب مِنْ الخطأ |
doğruyla yanlış arasında seçim yapmak zorunda kalmamışsın. | Open Subtitles | لم تكوني مضطرة للإختيار بين الصواب والخطأ |
Çünkü artık doğruyla yanlış arasındaki farkı bildiğimden emin değilim. | Open Subtitles | لأنني لست واثقاً أني أعرف الفرق بين الصواب و الخطأ بعد الآن |
doğruyla yanlış arasındaki farkı başka nasıl öğrenebilir ki? | Open Subtitles | وإلاّ كيف سيتعلم الفرق بين الصواب والخطأ؟ العقاب ليس طريقة مجدية |
doğruyla yanlışı karıştıran bir babaya sahip olmak nedir, bilirim. | Open Subtitles | أعرف كيف هو الأمر أن يكون لديك أبّ الذي يخلط بين الصواب والخطأ. |
Onu yanıma aldım, uyuşturucuyu bıraktırdım, doğruyla yanlışı öğrettim. | Open Subtitles | اخذته وجعلته يقلع عن ذلك علمته الخطا من الصواب |
Çünkü hep iblislerle takıldığından doğruyla yanlışı ayırt edemiyorsun. | Open Subtitles | ،لأنك لا تعرف الصواب من الخطأ ودائماً تتعلّق بالشياطين |
Çünkü sen artık doğruyla yanlışı ayırt edemeyen ailesi veya yol gösteren kimsesi... - ...olmayan 18 yaşında bir kızsın. | Open Subtitles | لأنّكِ صبيّة في الـ18دون أبوين ولا إرشاد ولا شعور يُفرّق بين الصواب والخطأ. |
Çünkü sen artık doğruyla yanlışı ayırt edemeyen ailesi veya yol gösteren kimsesi... - ...olmayan 18 yaşında bir kızsın. | Open Subtitles | لأنّكِ صبيّة في الـ18دون أبوين ولا إرشاد ولا شعور يُفرّق بين الصواب والخطأ |
Yiyecek, su, temel eğitim ve deri kırbacın yardımıyla doğruyla yanlış arasındaki farkı öğrenmek. | Open Subtitles | طعام، ماء تعليم بدائي وتعلم الفرق بين الصواب والخطأ بقليل من الساعدة |
Sağlık raporuna göre doğruyla yanlışı ayırt edebiliyor. | Open Subtitles | لقد بيّن تقييمه النفسي أنه يعرف الفارق بين الصواب والخطأ. |
Dinlemediler. Onlara doğruyla yanlışı ayırt etmeyi öğretmeyi denedim. | Open Subtitles | أنهم لم يستمعوا , حاولت تعليمهم الصواب من الخطئ |
Oğlum doğruyla yanlışı ayırt etmeyi bilir. | Open Subtitles | إنه يعرف الفرق بين الخطأ والصواب. تأكدوا من هذا. |
Baban seni iyi yetiştirmiş, sana doğruyla yanlışı öğretmiş. | Open Subtitles | لقد أحسن والدك تربيتك. علمك التمييز بين الخطأ والصواب. |
Deli olan birisi, doğruyla yanlış arasında fikir beyan edemez. | Open Subtitles | الجنون يعني انني لا اميز بين الصح والخطأ. |