Ben pek fazla balık adamı değilimdir Doğruyu söylemek gerekirse. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة , أنا حقاً لستُ محباً لـ السمك |
Doğruyu söylemek gerekirse, babamın Lost Creek'e geldiğini bile zannetmiyorum. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة لا أظن أنّ والدنا أبدا قد تواجد في الجدول المفقود |
Doğruyu söylemek gerekirse Gina henüz okumaya hazır olmadığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | لأقول الحقيقة يا جينا لا أظن أني مستعد لقرائته بعد |
Doğruyu söylemek gerekirse, bu olayla başlangıç noktasına geri döndük. | Open Subtitles | لأقول لك الحقيقة , لقد عدنا لاول الطريق ثانية |
Doğruyu söylemek gerekirse bana ne istediğim sorulmadı. | Open Subtitles | لأكون صريحاً معك، لم يكن ذلك إختياري بالضبط |
Doğruyu söylemek gerekirse ilk sevişmemizi gerçekleştirmek üzereydik. | Open Subtitles | لأكون صريحة ، كنّا على وشك ممارسة الحب لأوّل مرة |
Benden bu şekilde istiyorlar ama Doğruyu söylemek gerekirse kuru yazmayı tercih ederim. | Open Subtitles | ذلك هو الأسلوب الذي يريدونه منّي لكن لأخبرك الحقيقة أحبّ الأسلوب البسيط |
Ve Doğruyu söylemek gerekirse, Rebecca'nın etrafta olması güzel. | Open Subtitles | و لأخبرك الحقيقة انه جميل كون ريبيكا في الجوار |
Bakın, Doğruyu söylemek gerekirse bu benim ilk seferim ve seks arıyorum. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة هذه المرّة الأولى و... وأنا أبحث عن الجنس. |
Doğruyu söylemek gerekirse eve döneli bir buçuk gün oldu değil mi? | Open Subtitles | أعني, لأقول الحقيقة أنتما الأثنان كنتم بالمنزل لمدة يوم و نصف أليس كذلك؟ |
Doğruyu söylemek gerekirse, bu çöplükte söylediği her şey komik olan bir tek kişi var. | Open Subtitles | لأقول الحقيقة ثمة رجل واحد في هذا المكان القذر مضحك مهما قال |
Doğruyu söylemek gerekirse, seni suçlamıyorum, ama benimle çalışman gerekiyor. | Open Subtitles | لأقول لك الحقيقة أنا لاألومك لكنك تحتاجين العمل معي |
Doğruyu söylemek gerekirse onları gördüğümü hiç hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أتعرف، لأقول لك الحقيقة لا أذكر إني كنت أراهم أعني أنا واثق أنني فعلت |
Doğruyu söylemek gerekirse kardeşinle olan ilişkini tehlikeli derecede duygusal buluyorum. | Open Subtitles | حسناً, لأكون صريحاً معك العلاقة التي تربطكَ بأخيك تبدو إعتمادية بشكل خطير |
Doğruyu söylemek gerekirse biraz endişeli gözüküyordu. | Open Subtitles | أتعلم، لأكون صريحاً معك، بدت بأنها قلقة أو منزعجة قليلاً |
Um, Doğruyu söylemek gerekirse, şuanda pek de şirket havasında sayılmam. | Open Subtitles | لأكون صريحة معك، أنا لست في مزاج يسمح لي أن أختلط بأحد في الفترة الحالية |
Doğruyu söylemek gerekirse, bana her şeyi anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي، لأكون صادقة معك أتمنى أن تخبريني كلّ ما جرى |
Doğruyu söylemek gerekirse, ben buraya duvar resimlerine bakmaya gelmedim. | Open Subtitles | لأصدقك القول ، لم آتي إلى هنا لأشاهد اللوحات الزيتية |
Doğruyu söylemek gerekirse inanılmazdı. | Open Subtitles | ,لأخبركِ الحقيقة .لقد كان رائع |
Doğruyu söylemek gerekirse, benim de kendimden şüphelendiğim birkaç an oldu. | Open Subtitles | سأخبرك بالحقيقة,انا نفسي شككت للحظات. ينبغي ان آتي اليك, |
Doğruyu söylemek gerekirse ben uzun zamandır uzaklardaydım ve şimdi onların hayatına geri döndüm ve bazen aşırı tepkiler verebiliyorum. | Open Subtitles | الحق يقال كنت غائبه لمده طويله والأن حين عدت لحياتهم أحياناً |
Doğruyu söylemek gerekirse hiçbir video kayıt cihazı almasanız daha iyi olur. | Open Subtitles | لا, في الحقيقة و لأكون صادقاً تماماً معكِ... أنتِ لا ترغبين في شراء أية جهاز فديو |
Um, Doğruyu söylemek gerekirse, çok - çok iyi değil. Evet. | Open Subtitles | لكي أكون صادقة معك لست على أتم حال |
Doğruyu söylemek gerekirse... herhalde çuvallardım. | Open Subtitles | حسناً... لكي أكون صريحاً معك... ربما قد أخرب الأمر |
Doğruyu söylemek gerekirse, Denver'da geç saatlere kadar çalışarak hayatta kalıyordum. | Open Subtitles | لأخبرك بالحقيقة, أنا كنت في بعض الأوقات "كي أتمكن من النجاة , في شوارع "دينفر أثناء العمل متأخراً كثيراً بالليل |