Yıllar önce, hâlâ İstanbul'da yaşarken Orta Doğulu kadın yazarlar üzerine araştırma yapan bir Amerikalı akademisyen benimle görüşmeye gelmişti. | TED | منذ سنوات، عندما كنت لا أزال أعيش في إسطنبول، جاءت باحثة أمريكية تعمل على الكاتبات النساء في الشرق الأوسط لمقابلتي. |
Jamal'ın şirketinde çalışan adamlar Orta Doğulu'lar. Ama çoğu burada doğmuş, buranın vatandaşı. | Open Subtitles | إنّهم من منطقة الشرق الأوسط، ولكن معظمهم مواطنين، ولدوا هنا في الولايات المتحدة |
Doğulu büyük hükümdarlar başka hiçbir taşa göstermedikleri hürmeti göstermiştir. | Open Subtitles | حكام الشرق العظام تعاملوا معها بوقار اكثر من اى جواهر اخرى |
AB'nin Doğulu kuzenlerine neler yaptıklarını duyurmak için bir görüntülü telefon görüşmesi. | Open Subtitles | طلب صورة للإتحاد الأوربي ليظهرون كم يبذلون لأبناء عمومتهم في أوربا الشرقية. |
Seyit Ali halen hayatta. Baştan aşağı siyah giymiş bir Orta Doğulu arıyoruz. | Open Subtitles | سيد علي حي ، نحن نبحث عن شرق اوسطى يرتدي طقما اسود اللون |
Geçen hafta bir Doğulu ile yattım. | Open Subtitles | . مارست الجنس مع رجل شرقي الأسبوع الماضي |
O Hip'ti. Hai Fat'den hala bir iz yok. Her araştırma için Doğulu kibar bir ret geliyor. | Open Subtitles | ما زالَ هاي فات لم يبعث اشارة كُلّ سؤال ياخذ مناوشة شرقية مؤدّبة. |
- Bu harika! Dilimizi bilmeyen küçük bir kaç Doğulu adamla kalacağımı sanıyordum. | Open Subtitles | هذا عظيم لقد ظننت أننى سأعلق مع اثنين من الشرقيين لا يتحدثان الإنجليزية |
Doğulu kadınların bakışlarında etkileyici bir şeyler vardır. | Open Subtitles | النِساء الشرقيات عِنْدَهُنّ مثل هذه النظرة الغامضة عنهم |
- Bir Doğulu olduğunuzu söyledi - Türkiye'de buluştuğunuzu söyledi | Open Subtitles | اوم ,قال انك من الشرق ولكنه ذكر انه قابلك فى تركيا |
Doğulu bir tetikçi ama bir kaç yıl önce burada bir iş yapmış. | Open Subtitles | انه من الشرق ، لكنه عمل هنا منذ بضع سنوات. |
LA'ta yakın zamanda Seyit Ali ile bağlantısı olmuş orta Doğulu bir iş adamı var. | Open Subtitles | هناك رجل اعمال من الشرق الاوسط لديه علاقة بسيد علي |
Polis, birçok Orta Doğulu işletmeye saldırı olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | العديد من الجرائم بلغت للبوليس ضد مصالح الناس الذي موطنهم الشرق الأوسط |
Ülkeye gelen kaç kişi, Orta Doğulu oldukları ya da genel tanıma uydukları için zorla uçaklardan alınıp götürüldü? | Open Subtitles | الذين أتوا إلى الدولة من أي مكان؟ والذين كانوا من الشرق الأوسط أو الذين يلائمون الصورة العادية |
Orta Doğulu pek çok insan birbirine benzer. | Open Subtitles | معظم الناس من الشرق الأوسط يتشابهون أحياناً حتّى بالنسبة لبعضهم البعض |
18 saat içinde Tavşan Ayağı... Orta Doğulu bir alıcıya verilecek. | Open Subtitles | خلال 18 عشر ساعة سيتم تسليم قدم الأرنب إلى الشرق الأوسط من قبل شار مستحيل أن تثبته |
En iyi genç beyinlerimizin onurlu Doğulu havasına girerken bir yandan da Batının her zayıf noktasını mümkün olduğunca çabuk alıp, asimile olmaları doğal. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي أن عقولنا الشابة تفترض جوامن الكرامة الشرقية بينما تشابه |
Birçok Doğulu kültüründe yeri vardır bunun. | Open Subtitles | انها حقيقة متفق عليها بمعظم الحضارات الشرقية.ٍ |
anne, baba ve çocuktan oluşan bir aile idi. Şimdi Orta Doğulu bir erkek olarak, Amerika da uçağın içindeyken kesinlikle söylememem gereken şeyler olduğunu biliyorum, değil mi? | TED | يتحدثون عن المقاعد. الآن , كرجل شرق أوسطي , أنا أعلم أن هناك بعض الأمور التي يجب أن لا أتحدث عنها في طائرة في أمريكا , أليس كذلك ؟ |
Geçen hafta bir Doğulu ile yattım. | Open Subtitles | . مارست الجنس مع رجل شرقي الأسبوع الماضي |
Doğulu bir şeyler Çince mi bu? | Open Subtitles | إنها كتابة شرقية أو من هذا القبيل أهي صينية؟ |
- Bu harika! Dilimizi bilmeyen küçük bir kaç Doğulu adamla kalacağımı sanıyordum. | Open Subtitles | هذا عظيم لقد ظننت أننى سأعلق مع اثنين من الشرقيين لا يتحدثان الإنجليزية |
Paldır küldür gelip Doğulu falcı masalı anlatıyorlar. Dışarı! | Open Subtitles | أتيم إلى هنا حاملين روايات العرافات الشرقيات, أخرجوا |
Şimdi Uzak Doğulu muhabirimiz Tricia Takanawa'nın özel seks raporunun ikinci bölümü var. | Open Subtitles | والآن الجزء الثاني من تقرير مراسلتنا الآسيوية تريشا تاكاناوا عن الجنس. |
Biliyorsun, korkunç şekilde...Doğulu. | Open Subtitles | إنه شرقى الأصل |
Orduda, beraberimde Doğulu biri yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك رجال شرقيون معى فى الجيش |