Bunda alışılmadık bir şey yok. Onun doktoruydu. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو غير طبيعي كان طبيبها |
Ben, uh, Telefondaki doktoruydu. | Open Subtitles | اتصل بي طبيبها. |
Senin baban onun doktoruydu. | Open Subtitles | والدك كان طبيبها. |
En sevdiğim örneklerden biri Sir Harold Ridley'dir. Kendisi ünlü bir göz doktoruydu, ya da en azından ünlü bir göz doktoru oldu. | TED | واحد من الأمثلة المفضلة لدي هو السير هارولد ريدلي، الذي كان طبيب عيون شهير، أو على الأقل أصبح طبيب عيون شهير. |
Eski eşim de doktordu, acil servis doktoruydu, ...bunun pek iyi bir fikir olmadığı çıktı ortaya. | Open Subtitles | زوجي السابق,كان طبيب طوارئ و اتضح ان ذلك لم يكن قرارا رائعا |
Hapishane doktoruydu. Morfin bağımlısıdır. Güçlü insanların bu zevkini duyduğundan beri. | Open Subtitles | لقد كان طبيب السجن، مُدمن "مورفين" استاء منه بعض الأشخاص الأقوياء |
Babası çocuk doktoruydu. Belki evde doğum yapmıştır? | Open Subtitles | والدها كان طبيب أطفال ربما أنه ولد محلياً ؟ |
Babamın bir vampir avcısı olduğunu biliyordum ama aynı zamanda da kasaba doktoruydu. | Open Subtitles | علمت أنّ والدي كان صيّاد مصّاصي دماء، لكنّه أيضًا كان طبيب البلدة. |