"dokunmamışsın" - Translation from Turkish to Arabic

    • تلمس
        
    • تلمسي
        
    • لمست
        
    • تمسي
        
    Şansın varmış, paraya dokunmamışsın. Listedeki diğer 11 kişi için aynı şeyi söyleyemem. Open Subtitles لحسن حظك أنّكَ لم تلمس المال لا يُمكنني قول المثل لـ11 البقية الموجودين على القائمة
    Biraz da muz yiyelim. Gevreğine dokunmamışsın bile. Ben de acıkmışssındır diyordum. Open Subtitles أنت لم تلمس طعامك كنت أظنك جائعاً
    Ve dedi ki, sen hiç bir gardiyana dokunmamışsın. Open Subtitles لقد قال من أنك لم تلمس أبداً أي حارس
    Dut yapraklarına ve buğday çimine dokunmamışsın. Open Subtitles لو تلمسي أوراق التوت البري أو أعشاب القمح
    Demek istediğim, ...neredeyse diğer her şey paketlenmiş ama bu duvara dokunmamışsın bile. Open Subtitles ،أعنيّ بالكادِ كلّ شيء آخر يتمّ حزمه بعلبة , لكنك .لم تلمسي هذا الحائط
    Morty, haplarına hiç dokunmamışsın. Open Subtitles أوه، مورتي، كنت بالكاد لمست حبوب منع الحمل.
    Lisa, daha köftene dokunmamışsın bile. Open Subtitles (ليزا)، أنتِ لم تمسي رغيف اللحم خاصتكِ بعد.
    Bart, midyene dokunmamışsın bile. Open Subtitles بارت , أنت لم تلمس مأكولاتك البحرية
    Hiç göğüslere dokunmamışsın. Open Subtitles أنت لم تلمس اثداء أبداً
    Yemeğine dokunmamışsın. Open Subtitles لم تلمس طعامها أبداَ
    Yemeğine dokunmamışsın. Open Subtitles لم تلمس طعامك ؟
    - Gece yarısı, tamam. - Boris, "Blini"ne dokunmamışsın. Open Subtitles -بوريس)، أنت لم تقريباً لم تلمس فطيرتك) .
    Charlie, yemeğine dokunmamışsın bile. Open Subtitles (تشارلي)، أنت حتى لم تلمس طعامك
    Jakey, kuşkonmazına dokunmamışsın bile. Open Subtitles (جايك)، أنتَ لم تلمس حتّى طبق الهليون.
    Jane, yemeğini ye. dokunmamışsın bile. Open Subtitles هيا يا " جين " تناولي طعامك فأنتِ لم تلمسي شيئا
    Lapana dokunmamışsın. Open Subtitles لم تلمسي عصيدتكِ
    Blair... yemeğine dokunmamışsın. Open Subtitles بلير لم تلمسي طعامك؟
    Ama dokunmamışsın bile. Open Subtitles أنتِ لم تلمسي طعامكِ حتى
    Daha yeni oturduk. Yemeğine de dokunmamışsın. Open Subtitles ولكننا جلسنا للتو أنت بالكاد لمست طعامك
    Frasier, tavuğuna dokunmamışsın bile. Open Subtitles فريزر، أنت بالكاد لمست دجاجك
    Yemeğine hiç dokunmamışsın bile. Open Subtitles بالكاد لمست عشاءك
    Lisa, köftene dokunmamışsın bile. Open Subtitles (ليزا)، أنتِ لم تمسي رغيف اللحم خاصتكِ بعد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more