"dokunmayacağım" - Translation from Turkish to Arabic

• ألمس
• ألمسك
• المس
• المسك
• ألمسكِ
• ألمسه
• أمسّه
• ألمسها
• لن أمس

Adamın kim olduğunun bir önemi yok, önemli olan kafamın içinde tekrarlayan o cümle: "Sonuna kadar desteye dokunmayacağım."
لا يهم من كان الرجل كل ما يهم أن الجملة كانت تتكرر في رأسي: "لن ألمس الورق حتى النهاية"

- Tüfeğe dokunmayacağım efendim. - Rica etmiyorum asker!
ـ لن ألمس البندقية، سيّدي ـ أنا لا أطلب منك، أيها الجندي

Rachel. Sana dokunmayacağım.
لن ألمسك أيها الفتى المخنث العذراء

Karım bana çantamdan anahtarları getir diyebilir. Ben şöyle olurum: o şeye dokunmayacağım.
زوجتى تقول لى اعطنى مفاتيح السيارة من شنطتى وانا اقول انا لن المس هذا الشئ

Sana dokunmayacağım bile.
انني حتى لن المسك

Korkma, sana dokunmayacağım. Sadece eve götüreceğim.
لا تخافي لن ألمسكِ فقط أريد إيصالكِ الى بيتكِ

Ona dokunmayacağım bile, sorun olmayacak.
. لن يكون هنالك إجراء تقني لن ألمسه

O çanı bir Maxwell'in çalması gerekiyor, ve ben ona dokunmayacağım.
تحتاج فردًا من نسل (ماكسويل) لقرع ذلك الجرس، ولن أمسّه.

Ona dokunmayacağım. O yöne gitmeyeceğim.
لن ألمسها لن أمشي في هذا الطريق

Masanın üzerinde bir deste kağıt, yaşlı bir adam ve bir iddia ile başlıyor. "Sonuna kadar desteye dokunmayacağım."
تبدأ بأوراق اللعب على الطاولة ورجل مسن ومقولة: "لن ألمس الورق حتى النهاية"

Senin için silahlara dokunmayacağım diye bir satır yazacağım mezar taşına.
سأفعل لك عبارة "لن ألمس بندقيات" خطوطاً لك

Sadece bakacağım, dokunmayacağım.
أريد الرؤية وحسب، لن ألمس شيئاً -أنظر إلى علامات الرباط هذه

Çok iyi olacağım. Hiçbir şeye dokunmayacağım, yemeklerini yemeyeceğim.
.. لن ألمس شيئاً , أو أتناول طعامهم

Ben ilgilenirim. Kıza dokunmayacağım.
سأهتم بالأمر , لن ألمس هذه الفتاة

Sana dokunmayacağım!
أغلقِ عينيكِ لن ألمسك

Yatağımda yat. Söz veriyorum sana dokunmayacağım.
،في فراشي أعدك ألا ألمسك

Bu andan itibaren kartlara dokunmayacağım.
لان من هذة المرحلة انا لن المس الورق

Evet, benimde. Hiçbir şeye dokunmayacağım.
إنه مستقبلى أيضاً, لن المس شيئاً

İyi görünüyorsun bence. Sana dokunmayacağım.
حسنا ,تبدو بخير انا لن المسك

Yazılı rızanı almadan sana dokunmayacağım.
لن ألمسكِ حتى حصل على موافقة مكتوبة من عندكِ.

Olmaz hayır. O badirelerden geçtim ve ona dokunmayacağım.
لا، لا، كنت هناك وقد فعلت هذا، لن ألمسه

O çanı çalması için bir Maxwell gerekiyor, ve ben ona dokunmayacağım.
تحتاج إلى فرد من آل (ماكسويل) لقرع هذا الجرس، ولن أمسّه.

Tanrı şahidim olsun ki, bir daha.. Ona bir daha dokunmayacağım.
أقسم بالله, لن ألمسها مرّة أخرى

Bu sefer hiçbir şeye dokunmayacağım.
هذه المرة لن أمس شيء