Bir dokunuşta bütün hayatın göz önüne seriliyor. | Open Subtitles | لمسة واحدة وحياتك بكاملها مفتوحة على مصراعيها |
Bir dokunuşta bazı şeyler görüyorum artık. | Open Subtitles | لمسة واحدة، وأستطيع أن أرى أشياء |
Bir dokunuşta bazı şeyler görüyorum artık. | Open Subtitles | لمسة واحدة، وأستطيع أن أرى أشياء |
Peseshet kitleyi inceliyor. dokunuşta soğuk ve olgunlaşmamış bir meyve kadar sertti. | TED | فحصت بيسشيت الكتلة النامية فوجدتها باردة باللمس وقاسية كثمرة غير ناضجة. |
Bunu tek dokunuşta yapmak için eğitildim. | Open Subtitles | لقد كنت احاول فعل ذلك باللمس |
Bir dokunuşta bazı şeyler görüyorum. Olmuş olanı ve olacak olan şeyleri. | Open Subtitles | بلمسة واحدة أستطيع أن أرى أشياء أشياء قد حدثت ، وأشياء ستحدث |
Bir dokunuşta bazı şeyler görüyorum artık. | Open Subtitles | لمسة واحدة، وأستطيع أن أرى أشياء |
Bir dokunuşta bazı şeyler görüyorum artık. | Open Subtitles | لمسة واحدة، وأستطيع أن أرى أشياء |
Her nefeste, her dokunuşta onların dileklerini hissederiz. | Open Subtitles | في كل لمسة... |
Her şey dokunuşta biter. | Open Subtitles | الأمر برمته باللمس |
bir dokunuşta demiri altına çeviren Midas. | Open Subtitles | بلمسة ويتحول الحديد الى ذهب |