Hey, memur bey, size karşı dokunulmazlığımız var. Serbest bölgeye gidiyorduk. | Open Subtitles | أيها الضابط ، لدينا حصانة منكم نحن ذاهبون إلى المنطقة الحرّة |
Ailem ve benim diplomatik dokunulmazlığımız var. | Open Subtitles | أنا و عائلتي لدينا حصانة دبلوماسية |
Yani, yerel otoritelerden yardım alamayız. Ayrıca diplomatik dokunulmazlığımız da yok. - Hem de hiç. | Open Subtitles | -إذن لا مساعدة من السلطات المحلية أو حصانة دبلوماسية؟ |
Bana öyle geliyor ki, biraz da diplomatik dokunulmazlığımız olacaktır. | Open Subtitles | كان لـديّ فكـرة أنّه سيكون هنـاك نوعـًا من الحصانة الدبلوماسية |
Konsolosluk çalışanları olarak diplomatik dokunulmazlığımız var. | Open Subtitles | نحن محميون مِن قِبل الحصانة الدبلوماسية. |
Ayrıca, John Ross ile benim itirafımız için dokunulmazlığımız var. | Open Subtitles | كذلك، أنا و (جون روس) لدينا الحصانة على أقوالنا |
Ahbap, biraz önce diplomatik dokunulmazlığımız oldu. | Open Subtitles | لقد حصلنا للتو على حصانة دبلوماسية |
Self aleyhinde tanıklık edersek, tam dokunulmazlığımız olacak. | Open Subtitles | -إن شهدنا ضدّ (سِلف)، فسننال حصانة كاملة |
Self aleyhinde tanıklık edersek, tam dokunulmazlığımız olacak. | Open Subtitles | -إن شهدنا ضدّ (سِلف)، فسننال حصانة كاملة |
Diplomatik dokunulmazlığımız var. | Open Subtitles | لدينا حصانة دبلوماسية |
Durun! Diplomatik dokunulmazlığımız var! | Open Subtitles | توقف، لدينا حصانة دبلوماسية |