"dokusu" - Translation from Turkish to Arabic

    • نسيج
        
    • أنسجة
        
    • النسيج
        
    • الأنسجة
        
    • انسجة
        
    • النسيجِ
        
    • لأنسجة
        
    • للأنسجة
        
    • لنسيج
        
    Fakat bazen ekstradan bir göğüs dokusu olmaması gereken bir yerde kalabilir. Open Subtitles لكن وفي بعض الأحيان يتبقى نسيج إضافي في أماكن لا ينتمي إليها
    Zamanda geriye atılan her adımda uzay dokusu büzülüyor ve evren giderek küçülüyor. Open Subtitles مع كل خطوة إلى الوراء من الزمن، نسيج الفضاء يتقلص والكون يصبح أصغر.
    Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. TED شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه
    Dişinde insan dokusu, cinsel saldırı testinde de meni bulduk. Open Subtitles وجدنا أنسجة في أسنانها وسائل منوي في مسحة الإعتداء الجنسي
    Sonra da kontraktür olmaması için epey bir yara dokusu temizledim. Open Subtitles وبعدها أزلت الكثير من النسيج المتندب لكي لا تكون هناك تقلصات.
    Umalım ki yara dokusu iyileşirken bölgeyi onarsın ve iyileşsin. Open Subtitles نأمل أنّ النسيج الندييّ سيُغطي عليها، وسيكون على ما يُرام.
    Daha ileri gidelim, bunun binlerce insan dokusu parçasıyla oluşabilecek tek parça paralel bir versiyonunu hayal eden. TED لنمضي قدماً، تخيل نسخة موازية على نطاق واسع لهذا مع الآلاف من قطع الأنسجة البشرية.
    Hakikaten de, gerçekliğin yapısı, dokusu hakkında anladıklarımız, insani etkileşimlerimizin dokusu hakkındaki anladıklarımızdan fazla mı? TED هل نحن بالفعل نعرف عن نسيج الواقع أكثر مما نعرفه عن النسيج الذي ينشأ من تفاعلاتنا الإنسانية؟
    Riski ise, beyin dokusu içine bir şey koymanızın inme etkisi yapmasıdır. TED والخطر من ذلك، هو أنك كلما وضعت شيئاً في نسيج الدماغ، قد تتسبب بشكل أساسيٍ بسكتةٍ دماغيةٍ.
    İyi de, uzayın dokusu gerçekten yırtılabilir mi? Open Subtitles لكن هل نسيج الفضاء يمكن فعلاً أن يُمزَّق؟
    Kutudaki şey insan dokusu. Open Subtitles هذا ما كان في الصندوق هذا عبارة عن نسيج بشري
    Evet Bu tümör dokusu biyopsilerinden dilimler alıyoruz ve virüsü yerleştirmek için malzemeyi kullanıyoruz, ve içinde viral parçacıklar olan hücreler görüyoruz. TED لنأخذ شرخ من هذه الخزعات من أنسجة الورم و نستخدم بعض المواد لتحديد الفيروس فنجد هنا خلايا تحتوي على جسيمات فيروسية
    Ama dış kısmında canlı insan dokusu vardır. Et, deri, saç, kan... Hepsi sayborglar için üretilmiştir. Open Subtitles لكن من الخارج لديهم أنسجة بشرية حية، اللحم والجلد والشعر والدم صنعت خصيصاً للسايبراني
    DNA için örnek aldım, ve yapışkan kısmında kadın epitel dokusu buldum. Open Subtitles ومسحت الحمض النووي ووجدت أنسجة باطنية أنثوية على الطرف اللاصق
    Ben de düşündüm ki, duvar dokusu iskelet için önemli. TED لذلك اعتقدت ان جدار النسيج مهم في الهياكل.
    Yıllardır her şeyin kafasında olduğu söylenen, bir özbağışıklık bağ dokusu hastalığı olan skeloderma hastası bir kadın tanıdım. TED عرفت امرأة تعاني تصلب الجلد، اختلال في النسيج الضام للمناعة الذاتية، وقد قيل لها لسنوات أن هذا المرض مجرد وهم.
    Beynimizde iki tür sinir dokusu vardır: Gri madde ve beyaz madde. TED أدمغتنا تحتوي على نوعين من الأنسجة العصبية: مادة رمادية ومادة بيضاء.
    Küçük bir takımla beraber duygu aktaran birçok ses dokusu tasarladık. TED جنباً إلى جنب مع فريق صغير، نخلق الكثير من الأنسجة الصوتية القادرة على نقل العاطفة.
    Anahtarlıkta deri dokusu arayabilir misin? Open Subtitles هل مسحت حلقة المفتاح من الأنسجة الباطنية ؟
    40'lı yaşlardaki kadınların üçte ikisinde meme dokusu yoğundur bu nedenle mammografi onlar için işe yaramıyor. TED ان ثلثي النساء في الاربعينيات من اعمارهم تتشكل اثدائهن من انسجة كثيفة مما يجعل التصوير الماموغرافي غير فعال معهن
    Ve bunda, insan dokusu bulduk. Open Subtitles وعلى هذا هنا نحن وَجدتْ آثارُ النسيجِ الإنسانيِ.
    Bu örnekte insan dokusu yok. Open Subtitles لكن لا وجود لأنسجة خلوية بشرية في هذه العينة
    dilaltındaki ağ benzeri kısım boğaza giden bağlantı dokusu kesilmiş ve istenen etki için dışarı çıkarıImış. Open Subtitles إستئصال كامل للأنسجة الحاجزة والأنسجة المحيطة أسفل اللسان؛
    Birden, beyin dokusu için yeni kimyasal lekeler gelişti ve bizim beynin kablolarına ilk kez göz atmamızı sağladı. TED فجأة، تمّ تطوير أصباغ كيميائيه لنسيج الدماغ وأعطتنا لمحات أوليّه عن توصيلات الدماغ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more